Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17844 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 26560 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Davacı vekili, Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan ve ödenmeyen bir kısım ücret ve ikramiye alacakları ile yasadan kaynaklanan ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 2- Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı). Somut olayda, davacının yasadan kaynaklı ilave tediye ve Toplu İş Sözleşmesinden doğan ikramiye alacakları birbirinden ayrı alacak kalemleridir. Her bir alacak davası aynı zaman da bir tespit hükmü de içermektedir. Bu nedenle mahkemece öncelikle davacıya dava dilekçesindeki 500,00 TL talebinin ne kadarının ilave tediye ne kadarının ikramiye alacağı olduğu açıklattırılarak bu iki farklı alacak kalemi ile ilgili ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği dikkate alınmaksızın ilave tediye ve ikramiye alacağı için toplam miktar üzerinden alacağa hükmedilmesi hatalıdır. 3-Kabul şekli bakımından da; İşçilik alacaklarında uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. İlave tediye alacağı yasadan kaynaklandığından, talep halinde temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmelidir. Toplu iş sözleşmelerinde bulunan, 6772 sayılı Yasa maddesinin tekrarından ibaret hükümler, alacağın dayanağının ilgili Yasa olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden, bu durumlarda dahi yasal faize karar verilmelidir. Somut olayda, 6772 sayılı Yasadan kaynaklanan ilave tediye alacağı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 34. maddesinin kapsamı dışında kalan ücret alacağı olmadığı gibi, Toplu İş Sözleşmesine de dayanılmadığı gözetildiğinde, bu alacak için dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 31/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.