Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17788 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12130 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Alanya İş MahkemesiTarihi : 22/04/2014Numarası : 2013/8-2014/262 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraflarca istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalı işyerinde bar kaptanı olarak çalışırken iş akdinin işveren tarafından haksız olarak sonlandırıldığından bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının istifa ederek iş akdini kendisinin sonlandırdığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davalının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacının giydirilmiş ücretine eklenecek yemek ücretinin kaç gün üzerinden belirleneceği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Mahkemece, davacının haftanın 7 günü üzerinden ayda 30 gün sürekli çalıştığı kabulü ile fazla mesai ve hafta tatili alacakları hesaplanmıştır. Ancak giydirilmiş ücrete eklenen yemek ücreti 26 gün üzerinden hesaplanmıştır Ayrıca yine aynı işyerinde çalışan H. C.. isimli işçinin (2012-329 Esas sayılı) dosyasında, giydirilmiş ücretin tespitinde günlüğü 5,00TL den 150,00 TL yemek ücreti eklenmesi nedeniyle aynı işyerinde farklı uygulamalara sebebiyet verilmemesi için uygulamanın tekleştirilmesi ve 30 ün fiilen çalışan işçiye 30 günlük yemek ücreti verilmesi gerekmektedir. Bu durumda davacının yemek ücretinin de 30 gün üzerinden eklenmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile karar verilmiş olması isabetsizdir. 3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda, davacının imzasını taşıyan 2010 yılı Mayıs, Ağustos ve Eylül aylarında ücret bordrosunda fazla mesai tahakkukunun bulunmasına ve davacı tarafından ücreti tahakkuk edenden daha fazla çalışma yapıldığının yazılı belge ile kanıtlanamamasına göre bu aylar dışlanarak davacının fazla mesai alacağının tespiti gerekirken dışlanmadan yapılan hesaplama itibarla hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir. O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.