Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17778 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10843 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Konya 4. İş MahkemesiTarihi : 08/05/2014Numarası : 2012/307-2014/102 Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm süresi içinde duruşmalı olarak Davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine 2-Davacı, davalı işyerinde garson olarak çalışırken iş akdini, fazla mesailerinin ve genel tatil alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğinden bahisle kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının iş akdini haklı neden olmadan kendisinin feshettiğini, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tespit edilmesi karşısında davacı tarafça yapılan feshin haklı nedene dayandığı ve işyeri değiştirilerek çalışma şartlarının esaslı şekilde değiştirildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin fazla çalışma ücretinin hesabında ve fazla çalışma alacağının bulunup bulunmamasına göre kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda, davacı fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise, bordrodaki “ek kazanç” başlığı altındaki ödemelerin fazla mesai ücreti ödemesi olduğunu savunmuştur. Hesap bilirkişi, “ek kazanç” başlığı altındaki ödemelerin fazla mesai ücreti ödemesi olduğunu kabul ederek, bordroların ihtirazi kayıtsız imzalanmış olması nedeniyle, bunların, yapılan hesaplamadan düşüleceğini belirterek rapor düzenlemiş ve davacı bu rapora itiraz etmeden, davasını raporda belirlenen miktara göre ıslah etmiştir. Fazla mesai ücretinin tespitinde, “ek kazanç” başlığı altında fazla mesai ödemesi yapılan ayların hesaplama dışı bırakılması gerekirken mahsubu hatalı olmuştur. Buna bağlı olarak, davacı işçinin, fazla mesai ücreti alacağı çıkmadığı taktirde, davacının fesih bildiriminde sadece fazla mesai ücretlerinin ödenmemesine dayanması nedeniyle, davacı feshi haksız olacağından kıdem tazminatı isteğinin reddi gerekecektir. Ancak, davacının fazla mesai ücretine hak kazanıp da ödenmediği ortaya çıkarsa, davacı feshi haklı olacak ve davacı kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Bu nedenle hatalı bilirkişi hesabına itibarla hüküm kurulması isabetsizdir. Mahkemece, yeni bilirkişi raporu alınarak, ödeme yapılan ayların dışlanması suretiyle fazla mesai alacağı olup olmadığının ve feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığının tespitiyle çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.9.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.