Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17772 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6742 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 10/01/2014Numarası : 2011/209-2014/7 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine 2-Davacı, davalı işyerinde iş makinesi operatörü olarak çalışırken iş akdinin işveren tarafından haksız olarak sonlandırıldığından bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının iş akdinin işveren tarafından haklı neden olmadan feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücretin tespiti hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Kıdem tazminatı hesabında esas alınacak ücret, işçinin son ücretidir. Başka bir anlatımla, iş sözleşmesinin feshedildiği anda geçerli olan ücrettir. İhbar öneli tanınmak suretiyle yapılan fesihte önelin bittiği tarihte fesih gerçekleştiğinden, önelin bittiği tarihteki ücret esas alınmalıdır. Bildirim öneli tanınmaksızın ve ihbar tazminatı da ödenmeden (tam olarak ödenmeden) işverence yapılan fesih durumunda ise, bildirim öneli sonuna kadar işyerinde uygulamaya konulan ücret artışından, iş sözleşmesi feshedilen işçinin de yararlanması ve tazminatının bu artan ücret esas alınarak hesaplanması gerekir. Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret, işçinin brüt ücretidir. O halde, kıdem tazminatı, işçinin fiilen eline geçen ücreti üzerinden değil, sigorta primi, vergi sendika aidatı gibi kesintiler yapılmaksızın belirlenen brüt ücret göz önünde tutularak hesaplanır. Tazminata esas aylık ücret, saat ücretinin önce yedibuçuk sonra da otuz ile çarpımı sonucu belirlenmelidir. Aksine, aylık ücretin tespitinin işçinin fiilen çalıştığı gün sayısı üzerinden hesaplanması doğru olmaz. Son ücret kavramı, işçinin iş ilişkisi kapsamında iş gördüğü ve ücrete hak kazandığı en son ücreti ifade eder. Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin tespitinde 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır. İşçiye sağlanan özel sağlık sigortası yardımı ya da hayat sigortası pirim ödemeleri de para ile ölçülebilen menfaatler kavramına dahil olup, tazminata esas ücrete eklenmelidir. Satış rakamları ya da başkaca verilere göre hesaplanan pirim değişkenlik gösterse de, kıdem tazminatı hesabında genişletilmiş ücret kavramı içinde değerlendirilmelidir. Somut olayda, davacı, davalı işyerinde çalışırken, işveren tarafından kendilerine 2 öğün yemek verildiğini beyan etmiş ve iddiası, tanıklarca da doğrulanmıştır. Davalı işyerinden aynı dönem içinde ayrılan işçilerin açmış olduğu işçilik alacakları talepli davalarda, davacıların kıdem ve ihbar tazminatına esas giydirilmiş ücretlerinin tespiti sırasında, bilirkişi tarafından yemek ücretinin öğünü bazı dosyalarda 2,00 TL, bazı dosyalarda ise 2,50 TL olarak hesaplanmıştır. Hal böyle olunca, aynı işyerinde, aynı yemeği yiyen işçilerin giydirilmiş ücretleri, bunun sonucu olarak da tazminatları, farklı çıkmıştır. Bu, kabul edilebilir bir uygulama değildir. Aynı işyerinde farklı uygulamalara sebebiyet verilmemesi için uygulamanın tekleştirilmesi ve yemek ücretinin öğününün 2,00 TL’den hesaplanarak kıdem ve ihbar tazminatının belirlenmesi gerekmektedir. Yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup karar bu nedenle bozulmalıdır. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 22.9.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.