Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17712 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10286 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Adana 2. İş MahkemesiTarihi : 01/04/2014Numarası : 2012/48-2014/141 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde işçi olarak çalıştığını ve bir kısım kanuni haklarının ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak 35.000,00 TL fazla mesai ücreti, 15.300,00 TL hafta tatili ücreti ve 3.000,00 TL genel tatil ücreti olmak üzere toplam 53.300,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin düşük performans göstermesi nedeniyle feshedilmiş olduğunu, tüm alacak ve tazminatlarının mutabık kalınarak ödendiğini, savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücretlerinin ödenip ödenmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda; Davacı fazla mesai, hafta tatili ve genel tatillerde çalıştığını iddia etmiş, davalı ise davacının fazla mesai, hafta tatili ve genel tatillerde çalışması olmadığı, kendi mesaisini kendisinin ayarlandığını, fazla mesai yapması halinde ücretlerinin ödendiğini savunmuştur. Dosyaya sunulan bordroların incelenmesinde, çalışmış olduğu süre boyunca fazla çalışma tahakkuku yapılarak ödendiği, sadece 2005 yılı 1,2,3,4,5,6,7. ve 11. aylar, 2006 yılı 5.9.10. aylar, 2007 yılı 1. ve 8. aylar 2008/9. ay, 2009/2. ay, 2011/7. aylarda fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunmadığı bu dönemler için tanık beyanlarına dayanılarak hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır. Davacının fazla çalışma süresini belirleyen tanıklar ise genel olarak beyanda bulunmuşlardır. Bu nedenle tanıklar yeniden dinlenerek fazla çalışma tahakkuku bulunmayan aylarda davacının fazla çalışması bulunup bulunmadığı, fazla çalışma var ise saatleri ve bu hususu nasıl öğrendikleri hususu açıklattırılmalıdır. Eksik inceleme ile fazla çalışma isteğinin kabul edilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 22/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.