Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17619 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19248 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Mersin 1. İş MahkemesiTarihi : 09/09/2014Numarası : 2010/514-2014/382 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı vekili, davacının CEO kalitesinde üst düzey yönetici olarak davalı şirketle anlaşıp Ocak 2008 tarihinde çalışmaya başladığını, davalı şirketi temsilen şirket müdürü ile 20.03.2008 tarihinde belirsiz süreli hizmet sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeye göre 2008 yılı (Aralık itibariyle) ortaya çıkacak dönem net karının %20'sinin hizmet primi olarak verileceğinin, ödemenin en son ertesi yıl Nisan ayı sonuna kadar tamamlanacağının, gecikme için güncel para piyasaları faizinin işletileceğinin kararlaştırıldığını, hizmet akdinin ekonomik kriz bahane edilerek 16.03.2009 tarihinde işveren tarafından sözlü olarak feshedildiğini, asıl nedenin ise işlerin yoluna girmesi ve yüksek ücret ödenmek istenmemesi olduğunu, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini alacak ve tazminatlarının ödenmediğini iddia ederek hizmet primi ile kıdem tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacı ile davalı arasında işçi-işveren ilişkisi olmadığından İş Mahkemesinin görevsiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddi yönünde karar verilmiştir. Taraflar arasında davacının hizmet primi alacağına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda, davacı sözleşme ile kararlaştırılan hizmet primi alacağının bulunduğunu ileri sürerek prim alacağının davalıdan tahsili talebinde bulunmuş, davalı ise davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Taraflar arasında akdedilen 20.03.2008 tarihli "Hizmet Akdi Sözleşmesi" başlıklı belgenin 1'inci maddesinde hizmet primi ile ilgili olarak "2008'den başlamak üzere, her yıl sonu (Aralık ayı) itibariyle çıkacak şirketin 'Dönem Net Karı'ndan %20 (yüzde yirmi) hizmet primi olarak verilecektir. Ödeme tarihi en son ertesi yılın Nisan ayı sonuna kadar tamamlanacaktır. Geciktirilen tutar için güncel para piyasaları faizi işletilecektir." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının Kurumlar Vergisi Beyannamesi kayıtları esas alınarak davacının 27,913,00 TL hizmet primi alacağı bulunduğu belirlenmiş, ancak davacıya yapılan ödeme mahsup edildiğinde herhangi bir prim alacağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Ne var ki, davalı Şirket tarafından tek taraflı olarak düzenlenen Kurumlar Vergisi Beyannamesi gerçek net karı göstermeyebilir. Sözleşmede davalı şirketin net karı üzerinden hesaplama yapılacağı belirtilmiş olup davalı Şirket kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmaksızın davalı Şirket beyanı ile oluşturulan Kurumlar Vergisi Beyannamesi esas alınarak net karın belirlenmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, davalı Şirket kayıtları incelenip davalının net karı tespit edilerek davacının varsa hak edeceği hizmet primi alacağını hesaplatmak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. O halde davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.