Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 176 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 32434 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :İş MahkemesiDava Türü : İşe iade Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı vekili; davacının iş akdinin geçerli ve haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek ve muvazaa iddiasında bulunarak, feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Belediye vekili; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, davacının müvekkil kurumun işçisi olmadığını, davacının yapılan hizmet ihaleleri kapsamında son olarak 01/03/2014-02/09/2014 tarihleri arasında ....-.... iş ortaklığı bünyesinde çalıştığını, davacının bu iş ortaklığı bünyesinde çalışmakta iken görevlendirildiği birimde işine devam etmemesi sonucu İş Kanunu 25/II-h bendi uyarınca haklı nedenle tazminatsız iş akdinin feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davaya dahil edilen şirketler vekili cevap dilekçesinde, asıl sorumlunun belediye olduğunu, müvekkil şirketlerle davacı arasnıdaki iş ilişkisinin belirli süreli olduğunu savunarak davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, “yapılan incelemede davacının temizlik görevlisi olarak asıl işveren .... Belediyesi'nde hizmet alımı suretiyle yapılan ihale kapsamında iş alan alt işveren tarafından kod-18 işin sona ermesi sebebiyle fesh edildiği, iş akdinin geçerli nedenlerle feshedildiği hususunun ispat külfetinin davalı tarafa ait olduğu, 4857 sayılı Yasanın 18. maddesi kapsamında feshin geçerli sebebe dayandırılmasının şart olduğu, yapılan incelemede davacının alt işveren tarafından iş süresinin bitimi nedeniyle sona erdirildiği, davalı şirketlerin davalı ... Belediye Başkanlığı'na ait bir kısım ulaşım hizmetlerini ihale ile üstlendiği, bu kapsamda davacının davalı şirketin temizlik işçisi olarak çalışmakta iken iş sözleşmesinin ihale süresi ve belirli süreli iş sözleşmesinin sona erdiği bildirilerek iş akdinin sona erdirildiği, davacının yaptığı işin niteliği itibariyle iş sözleşmesinin belirli süreli olmasını gerektiren objektif haklı bir neden bulunmadığı, bu nedenle iş sözleşmesinin belirsiz olduğu, davalı tarafın bu konudaki görüşlerine itibar edilmediği, belediyenin asli işlerini alt işverene verebilmesinin 5393 sayılı Yasanın 67.maddesi gereğince mümkün olduğu, davalı belediyenin denetim yetkisi ve işçi alacaklarına, iş sağlığı ve güvenliği konularına karşı müteselsil sorumluluğu nedeniyle bazı müdahalelerde bulunmasının aralarındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu göstermeyeceği, dosya kapsamı itibariyle yasaya uygun ve muvazaaya dayanmayan bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu, dosyadaki belgelerden de anlaşılacağı üzere davalı alt işverenin sonraki yapılan ihaleyi alamadığı, davalı alt işverenin de davalı belediye ve sonraki ihaleyi alan alt işveren arasında herhangi bir organik bağ bulunmadığı, davalı belediyenin bu şirketlerde herhangi bir paydaş olmadığı, bu şirketlerin kuruluş ve yönetiminde herhangi bir insiyatif kullanmadığı, bu yönde herhangi bir iddiada bulunmadığı, davalı şirketin cevap dilekçesinde de anlaşılacağı üzere Samsun ve civar ilçelerinde başka bir işyerinin bulunmadığı, dolayısıyla bu yönden de mahkememizce resen araştırma yapılmadığı, iş süresinin sona ermesinin geçerli bir fesih sebebi sayılmadığı, feshin gerçekleştirilmesinde son çare oluşu ilkesine de riayet edilmediği, davalı Belediyenin fesihten önce işçi alımı gerçekleştirdiği, önceden de çalışan işçilerle çoğunluk olarak yine çalışmaya devam edildiği, işyerinin devri kurallarının olayımızda geçerli olduğu, objektif kriterler olan evli-bekar ayrımının son giren-ilk çıkar gibi ayıklama kurallarının fesih işleminde uygulanmadığının görüldüğü” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Anayasanın 141'nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Somut olayda, dosya içeriğinde yer alan 07.08.2014 tarihli görevlendirme yazısında, davacının belediye tanıtım işleriyle yükümlü grafik atölyesi şefliği emrinde görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Yine dosya içinde mevcut 08.08.2014,09.08.2014,10.08.2014,11.08.2014 ve 12.08.2014 tarihli tutanak içeriklerinde, “Müdürlüğümüz emrinde şirket personeli(taşeron işçi) olarak çalışmakta olan ...'ın Müdürlüğümüz bünyesinde grafik atölyesine görevlendirilmiş olmasına rağmen, yapılan inceleme sonucunda mesai giriş ve çıkış saatlerinde personel kartını Gazi sahnesinde çekmektedir.Görev yeri Basın yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü bünyesinde bulunan grafik atölyesinde görevde olmadığı tespit edilmiştir” ifadeleri yer almaktadır. 20.08.2014 tarihinde davacıdan noter aracılığıyla savunma istendiği anlaşılmaktadır.02/09/2014 tarihli noter ihtarnamesi ile, davacının iş akdinin “07.08.2014 tarihinde .... Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nün 99349305-900 sayılı görevlendirme yazısında grafik atölyesi şefliği emrinde görevlendirildiğiniz belirtilmiş olmasına rağmen 08/08/2014-09/08/2014-10/08/2014-11/08/2014 ve 12/08/2014 tarihlerinde tutulan tutanaklarda görevlendirildiğiniz grafik atölyesinde bulunmadığınız tespit edilmiş, görev tanımınıza uygun davranmadığınız, görevlendirildiğiniz halde görevlendirildiğiniz yerde bulunmadığınız için 20/08/2014 tarihinde yazılı olarak noter aracılığıyla ihtarname gönderilmiş, savunma yapmanız istenmiş fakat sizin bir savunmanız tarafımıza ulaşmamıştır. İşyerinin düzeni bütün çalışanların kurallara uymasına bağlı olup işyeri kurallarına uymayan davranışlarda bulunduğunuz ve 3 gün içinde savunma yapmamanız nedeniyle iş sözleşmeniz 02/09/2014 tarihinde 4857 sayılı İş Kanununun 25/II-h bendine göre tazminatsız olarak feshedilmiştir” gerekçesi feshedildiği anlaşılmaktadır. İşten ayrılma bildirgesinde ise, 02.09.2014 tarihinde (kod 4) ile çıkış bildirimi yapıldığı görülmektedir. Davalı Belediye, davacının yapılan görevlendirmeye uymadığını ve görev yerine gitmemekte ısrar etmesi sebebiyle iş akdinin haklı nedenle bünyesinde çalıştığı iş ortaklığı tarafından sona erdirildiğini savunmaktadır. Mahkemece ise, davacının iş akdinin fesih nedenlerine hiç değinilmeksizin ihale süresinin bitmiş olması sebebiyle sona erdiği ve ihale süresinin bitmesinin geçerli bir fesih nedeni olmadığı değerlendirmesinde bulunulmuştur. Dolayısıyla Mahkeme kararındaki gerekçe, fesih gerekçesine uymamakta ve fesih gerekçesini karşılamamaktadır. Bu itibarla, somut olayda, Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları net bir şekilde ortaya konulup, eldeki veriler değerlendirilip hangisinin hangi sebeple, hangi deliller nedeniyle üstün tutulduğunun karar gerekçesinde açıklanarak somut uyuşmazlığa ve feshe uygun gerekçeyle sonuca gidilmesi gerekirken fesih nedenlerini kapsamayan bir gerekçe ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine 18.01.2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar İŞ KAZASI NEDENİYLE SGK TARAFINDAN AÇILAN RÜCU DAVASI ZAMANAŞIMI Davacı, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine yapılan yardımlardan, ilk rücu davasından kalan kusur farkı ile kanun ve katsayı artışları nedeniyle oluşan Kurum zararının, 506 Sayılı Kanun’un 26. maddesi gereğince davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, hüküm Tarafların görevsiz mahkemede yaptığı usuli işlemlerin geçerliliği - görevsiz idari yargıda açılan dava Taraflar arasındaki “menfi tesbit- ödeme emrinin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tokat (1.) İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.08.2006 gün ve 1135-629 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 26.06.2007 g Yardım nafakası kesinleşmeden icraya konulabilir. İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptaliYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor di Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?