Mahkemesi : Arhavi Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 21/01/2014Numarası : 2012/91-2014/10 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalıya ait iş yerinde 08.05.2007 – 11.06.2012 tarihleri arasında temizlik görevlisi olarak çalıştığını, davalı şirketin Arhavi ilçesinde açacağı standın temizlik işlerini yapmak için 07.06.2012 tarihinde kendisini görevlendirdiğini, ilk olarak iş yeri dışında çalışmak istemediğini beyan etmiş ise de; iki saat sonra söylenen standa gittiğini, ancak davalı şirket yetkilisi M. U..'ın emrettiği zamanda işin yapılmaması nedeniyle kendisini bir ay süreyle ücretsiz izne ayırdığını belirterek iş yerinden kovduğunu, diğer ortakların olaya müdahalesi üzerine bir hafta süreyle ücretsiz izne çıkarıldığını, ücretsiz iznin bir nevi sözleşmenin askıya alınması durumu olup kendisinin bu duruma rızasının bulunmadığını, bunun üzerine iş akdini hakl?? sebeple feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, Arhavi ilçesinde davacının çalıştığı iş yeri ile aynı iş kolunda ve aynı standartlarda yeni bir stand açtıklarını, davacıya bu iş yerinde temizlik yapmasının bildirildiğini, davacının ise verilen işi, kendi görevi kapsamında ve sorumluluğunda olmadığını belirterek reddettiğini ve görev yerine intikal etmediğini, akabinde çalıştığı iş yerine de gelmediğini, bunun üzerine hakkında devamsızlık nedeniyle tutanak tutulduğunu, iddia edildiği gibi davacı hakkında ücretsiz izin uygulaması yoluna gidilmediğini, bu hususun davacıya ihtarname ile bildirilerek ayrıca üç gün içerisinde müracaat etmesi halinde işe başlatılacağının, aksi halde iş sözleşmesini haksız olarak feshetmiş sayılacağının da belirtildiğini, buna rağmen davacının işe devam etmemesi sebebiyle iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının iş akdinin, işveren tarafından haksız olarak feshedilmiş olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır. Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır. Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir. Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması mümkündür. Hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt yoksa ödenen tutarın dışında hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerekir. Somut olayda, davacı dava dilekçesi ile davalı işyerinde çalıştığı süre içinde haftada bir gün hafta tatili kullanılması gerekirken iki haftada bir gün hafta tatili kullandırıldığı belirtilerek hafta tatili alacağı talep etmiştir. Dinlenen davacı tanıkları davacının ayda iki gün hafta tatili kullandığını beyan etmişlerdir. Davalı işveren davacının hafta tatili alacağı bulunmadığını, hafta tatili alacağının bordrolarda gösterilerek ödendiğini belirtmiş ise de sadece Ağustos 2010 dönemine ait bordro sunulmuş, yine hesap bildirim cetvelinde Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran aylarında yapılan ödemeler gösterilmiş ancak detaylandırılmamıştır. Davalı tarafından hafta tatili ücreti ödemesine ilişkin başka belge sunulmamıştır. Hafta tatilinde çalışıldığını ispat külfeti davacı üzerinde, ödendiğini ispat külfeti davalı üzerindedir. Davalı işveren tarafından hafta tatili ücretlerinin ödendiği ispat edilemediğinden tanık beyanları ile tespit olunduğu üzere ayda iki defa hafta tatili alacağı bulunduğu anlaşıldığından buna göre hesaplama yapılması gerekirken hafta tatili alacağı talebinin reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 15/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.