Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17201 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19162 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, hak kazanmış olduğu kasa tazminatının, yapmış olduğu fazla mesailerin karşılığının ödenmemesi, çalışma koşullarının düzeltilmemesi, terfiye hak kazanma süresi içinde olmasına rağmen terfi eğitim ve sınavlarına çağrılmaması gibi nedenlerden dolayı iş akdini 4857 sayılı yasanın 24/II maddesi gereğince haklı nedenlerle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, kasa tazminatı ile fazla çalışma alacağının tahsilini istemiştir. Davalı, davacının fazla mesai ve kasa tazminatına hak kazanabilecek bir çalışması olmadığını, istifa ederek işten ayrıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, işçinin hesaplanabilir fazla çalışma ücreti alacağı olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğu, bu ücretin ödenmemesinin işçi lehine haklı fesih gerekçesi oluşturduğu, davacı tarafından gerçekleştirilen feshin haklı nedenlere dayandığı kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, yaptı ise fazla çalışma alacağının miktarı noktasında toplanmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda, davacı banka çalışanı olup dosya kapsamına göre işyerinden çıkış saati net değildir. Her ne kadar davacının yaptığı iş konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmakta ise de, davacının günümüz koşullarında bankacılık işlemlerini yaparken bilgisayar kullanması ve banka şubelerinin mesai saatleri dışında çalıştıkları zaman en yakın karakola bilgi vermeleri gerektiği açıktır. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin salt tanık beyanlarına itibarla fazla çalışma alacağına karar verilmiştir. Dosyada farklı bilirkişilerden alınan ve farklı miktarlar içeren iki adet rapor olduğu da gözetildiğinde yapılacak iş; davacının çalıştığı bilgisayar üzerinde bir bilgisayar uzmanı tarafından inceleme yaptırılması ve davalı işverenin banka olduğu, mesai saatleri dışında çalışıldığında en yakın karakola bilgi verilmesi gerektiği gözetilerek davacının çalıştığı davalı bankaya ait şubenin ilgili emniyet müdürlüğünden mesai saatleri dışındaki çalışmaları araştırılmalı, davacı tanıklarından diğer zamanlara nazaran daha fazla çalışma yaptıklarını beyan ettikleri ayın 15’i ile son günü, yılın son gününde ve iç kontrol ve teftiş zamanlarında çalışma saatinin akşam kaça kadar sürdüğü de sorulup saptanmalı, bundan sonra davacının günlük ve haftalık çalışma saatleri ile fazla çalışma sürelerine ilişkin ayrıntılı bilirkişi rapor hazırlattırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra davacının fazla çalışması bulunup bulunmadığı belirlenmeli, sonucuna göre kıdem tazminatı yönünden de değerlendirme yapılarak bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yön gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.