Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17100 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23774 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili davacının davalıya ait işyerinde çalışırken iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davacının iddialarının asılsız olduğunu savunmuş ve davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu toplanan delillere göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine 22.Hukuk Dairesi'nin 18/03/2013 tarihli ilamı ile özetle yıllık izin ücretinin hüküm altına alınması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkeme bozma kararına uymuş, yıllık izin ücretini hüküm altına almıştır. Mahkemece, kısmi bozma kararına uyulması halinde kısmi bozma kararı gereğince inceleme yapılır ve yeni bir hüküm verilir. Mahkemenin kısmi bozma kararı gereğince verdiği yeni hüküm temyiz edilirse, Yargıtay'ca yalnız kısmi bozma kararının kapsamına giren bölüm hakkında temyiz incelemesi yapılır. Davadaki taleplerden biri veya birkaçı hakkındaki kararın Yargıtay'ın bozma kararının kapsamı dışında kalması nedeniyle kesinleşmesi halinde mahkemenin kısmi bozma kararı üzerine yaptığı inceleme sonucu verdiği yeni kararında, infazda tereddüt oluşmaması açısından eski kararının kesinleşen bölümünün de aynen tekrarlanarak “bu konuda verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına” diye belirtilmek suretiyle yeni hükümde yer alması gerekmektedir Somut olayda; Bozma kararı öncesi mahkeme kararında kıdem ve ihbar tazminatı alacakları kabul edildiği halde bozma kararı sonrası kurulan hükümde bu alacaklara ilişkin infazda tereddütlerin önlenmesi bakımından tespit hükmü kurulmamıştır. Harcın ve avukatlık ücretinin ne şekilde hesap edildiği denetime elverişli şekilde karar yerinde gösterilmemiştir. Yapılacak iş, davacının bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleşen kıdem ve ihbar tazminat alacakları bakımından eski kararın aynen tekrarlanarak “bu konuda verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına” şeklinde karar vermek, harç, yargılama gideri ve avukatlık ücreti bakımından davalı yararına oluşan kazanılmış haklar ihlal edilmeden toplam alacak miktarı dikkate alınarak hüküm kurmak olmalıdır. O halde davalı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22/10/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.