Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17080 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 28519 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :İş MahkemesiYARGITAY İLAMITaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu ve Dairemizin 6352 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun Geçici 2 inci maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:Mahkemece, davacının davalı ...’na bağlı hastanede ihbar olunan şirketler işçisi olarak çalıştığı, davalı Bakanlık ile ihbar olunan şirketler arasında yasaya uygun biçimde kurulan asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davalı ...’nın asıl işveren olarak işçilik alacaklarından sorumlu olduğu, iş sözleşmesi emeklilik nedeni ile sona eren davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ve milli bayram ve genel tatil çalışma ücretleri bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 23.02.2016 tarih ve 2015/5792 Esas 2016/4680 Karar sayılı kararı ile, "...İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda mahkemece davacının ücret alacağının reddine karar verilmişse de davalı tarafından sunulan bordrolardaki ödemelerin davacı tarafından sunulan banka kayıtlarıyla uyuşmadığı, banka kayıtlarındaki ödemelerin hangi aya ait olduğu ve neden fazla ödeme yapıldığı tespit edilemediğinden mahkemece davacının maaş hesabının olduğu bankada bulunan tüm kayıtlarının, tüm çalışma dönemini kapsayan bordrolarının ve ödeme belgelerinin getirtilerek davacının alacağının bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, gerekirse işyeri kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak davacının ücret alacağının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir." gerekçesi ile bozulmuştur.Mahkeme, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, “...Yargıtay bozma ilamında davacı tarafın talep etmediği bir takım hususların ve iddiaların dayanak gösterildiği, davacı vekilinin ücret alacağı talebinin olmadığı halde bu konuda değerlendirme yapıldığı ve kararın bozulduğu anlaşılmakla mahkememizin 2012/1057 E. -2014/121 K.sayılı kararında direnilerek davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekeceği sonuç ve inancına varılmıştır. gerekçesi ile önceki kararında direnmiştir.Mahkeme kararındaki direnme gerekçeleri ve özellikle bozma kararının davaya ilişkin olmadığı ve bozma kararının maddi hataya dayandığının anlaşılmasına göre, Dairemizin bozma kararının yerinde olmadığı, direnme kararının doğru olduğu anlaşılmakla, Dairemizin 23.02.2016 tarih ve 2016/5792 Esas 2016/4680 Karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA, davanın esasına ilişkin olmak üzere davalı ... Bakanlığının temyiz itirazlarının incelenmemiş olması nedeni ile davalının temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi. Dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı Bakanlığın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı, davalı işyerinde temizlik elemanı olarak çalışırken iş akdinin emekli olmak suretiyle feshettiğinden bahisle kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı, davacının iş akdinin haklı nedenle sonlandırıldığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.6100 sayılı HMK'nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukuku için haksızlığın önlenmesinin anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Doğru hüküm kuramama, bazen ise zayıf olan tarafın bir usûlî hakkı bilmiyor olması dolayısıyla söz konusu olmaktadır. Böyle bir durumda, hakkın özünün, usule kurban edilmesi mümkün olmadığından, tarafın bir vakıayı bütün ayrıntılarıyla getirmemiş olması dolayısıyla yargılamanın doğru ve adil bir hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde aydınlatılmamış olması durumunda hâkim devreye girecek ve söz konusu usûlî olanağı tarafa hatırlatacaktır. Somut olayda, davacı 15.00-08.00 saatleri arasında her gün çalıştığını iddia ederken davalı, davacının fazla mesai yapmadığını vardiyalı sisteme göre çalıştığını iddia etmiştir. Hastane işyerlerinde genel olarak temizlik elemanlarının vardiyalı sisteme göre çalışması usulü benimsendiği bilinmektedir. Sunulan puantajlar sadece çalışılan günü gösteriyor olması nedeniyle fazla mesai hesabında sonuca etkili değildir. Çalışılan işyeri bir kamu kurumu olup, çalışmaya dair kayıtlar bulunmak zorundadır. Bu nedenle hakimin aydınlatma görevi gözönüne alınarak, alt ve asıl işverenden (hastane başhekimliğinden) özellikle çalışma sistemini gösterir nöbet çizelgeleri, imza föyleri, giriş çıkış kayıtları gibi davacının imzasını taşıyan belgeler getirtilerek incelenip, gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir. O halde davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Dairemizin 23.02.2016 tarih ve 2016/5792 Esas 2016/4680 Karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA, davalı ... vekilinin esasa dair temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, 21.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.