Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı ...r mirasçıları ... ve paydaşları tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava konusu 523 parsel sayılı 1996,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalılar ...r ve paydaşları adına tespit edilmiştir. Davacı ... taşınmazın orman olduğunu öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın davacı ... adına tapuya tesciline, taşınmazın davalıların işgalinde olduğunun tutanağın beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmiş, kararın davacı ... tarafından tutanağın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7.Hukuk Dairesi'nin 13.06.2006 tarih 2006/191-753 E.K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği, davacı ...'nin karar düzeltme talebinin de reddine karar verildiğinden söz edilerek hükmün 27.06.2006 tarihinde kesinleştiği şerh edilmiştir. Ayrıca davalı ...r mirasçıları ... ve paydaşları tarafından yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkemece 26.01.2010 tarih 2009/119-2010/20 E.K. sayılı hüküm ile talebin reddine karar verilmiştir. Davalı ...r mirasçıları ... ve paydaşları dilekçelerindeki açıklamaya göre kesinleştiği hüküm altına şerh edilen 1999/389-2001/560 E.K. sayılı hükmü temyiz etmişler, mahkemece 09.02.2010 tarihli karar ile temyiz istemlerinin reddine karar verilmiş, bu karar davalı ...r mirasçıları ... ve paydaşları tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemenin 09.02.2010 tarih 1999/389-2001/560 E.K. sayılı temyiz isteminin reddine dair ek kararının yapılan temyiz incelenmesinde; mahkemece 09.02.2010 tarihli ek karar ile mahkemenin 1999/389-2001/560 E.K. sayılı hükmünün Yargıtay denetiminden geçerek 27.06.2006 tarihinde kesinleşmiş olduğu gerekçe gösterilerek davalı ...r mirasçıları ... ve paydaşlarının temyiz inceleme istemi reddedilmiş ise de mahkemenin vardığı sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Nitekim davalı ...r mirasçıları ... ve paydaşları yargılamanın her aşamasında yapılan tebliğlerin usulüne uygun olmadığını öne sürmüşlerdir. Bu kapsamda yapılan değerlendirmede davalı ...r'ın dava tarihinden önce olacak şekilde 1968 yılında vefat ettiği, Dairenin geri çevirme kararı üzerine davalı ...'nın hükmü temyiz eden mirasçılarına usulüne uygun olarak hükmün tebliğ edilmesinin istendiği, davalı ... mirasçılarının tümüne...adresinde davalı ... mirasçısı ... adına “aynı konutta oturan eşi Vildan adına“ mirasçılar İsmet, Kıymet ve Hikmet Güzelkaralar'a ise “aynı konutta oturan yengesi Vildan adına” tebliğin yapıldığı şerh edilerek hüküm tebliğ edilmiştir. Oysa dosya içine alınan 15.06.2005 ve 15.06.2009 tarihli kolluk araştırmalarında adı geçen davalı ... mirasçılarının adresleri birbirlerinden ayrı olarak bildirilmiş, anılan kolluk cevaplarında davalı ... mirasçılarının tümünün aynı konutta oturduklarına dair bir beyan veya bilgiye rastlanmamıştır. Hal böyle olunca davalı ... mirasçıları İsmet, Hikmet ve Kıymet Güzelkaralar adına yapılan hüküm tebliğlerinin usulsüz olduğunun kabulü gerekir. Nitekim adına usulüne uygun tebliğ yapılmayan kişi açısından hükmün kesinleştiğinden söz edilemeyeceğine göre mahkemenin 09.02.2010 tarih 1999/389-2001/560 E.K. Sayılı temyiz isteminin reddine dair ek kararı ORTADAN KALDIRILARAK yapılan temyiz incelemesinde; Kural olarak öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre davada taraf koşulunun oluşturulmamış olması başlı başına bozma nedenidir. Somut olayda; davacı ... taşınmazın orman olduğu iddiası ile 09.06.1999 günü davalı ...r ve paydaşları aleyhine dava açmış, dosya içinde bulunan tebliğ belgesine göre davalı ...r adına duruşma gününün 29.06.1999 gününde muhtar ... adına tebliğ edildiği bildirilmiştir. Dosya kapsamında bulunan ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 13.02.1991 tarih 1990/447-1991/128 E.K. sayılı ilamında davalı ...r'ın 23.08.1968 tarihinde evli olarak vefat ettiği ve geriye hükmü temyiz eden kişileri mirasçı olarak bıraktığı belirtilmiştir. Kısaca davalı ...r'ın dava tarihinden önce vefat ettiği veraset ilamı ile sabit olmuştur. Bu halde ölü kişi adına yapılan tebliğin usulsüz olduğundan kuşku olmadığı gibi dosya kapsamında davalı ...r'ın hükmü temyiz eden mirasçılarının adlarına duruşma günü tebliğ edilmek suretiyle davadan haberdar edildiklerine dair belgeye dosyada rastlanmamış, adı geçen taraf mirasçılarının varsa delilleri de sorulup toplanmamış, taraf koşulu gerçekleştirilmeden hüküm verilmiştir. Taraf koşulu gerçekleştirmeden hüküm verilemez. O halde mahkemece öncelikle tespit maliki davalıların verasete esas açık nüfus kayıtları Nüfus Müdürlüğünden getirtilerek mirasçıları belirlenmeli, akabinde gerek davalı ...r mirasçıları gerekse tespit maliki diğer davalılar veya ölü olanların mirasçıları adına duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilmeli, bu şekilde taraf koşulu gerçekleştirildikten sonra davanın esasına girilmeli, taraflardan varsa delilleri de sorulup saptanmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmelidir. Mahkemece taraf koşulu sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz, davalı ...r mirasçıları ... ve paydaşlarının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre de sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istekleri halinde davalı ...r mirasçıları ... ve paydaşlarına iadesine, 22.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.