Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı.Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara,hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinin dökümhane bölümünde 28.04.2004-08.11.2010 tarihleri arasında modelist işçi olarak çalıştığını, 2010 yılı Ağustos,Eylül ve Ekim ayına ilişkin ücretleri ile fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, alacaklarını talep etmesine rağmen ödenmemesi üzerine iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile ücret, fazla mesai ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, tüm işçilik alacaklarının ödendiğini, feshin haklı nedene dayanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında uyuşmazlık, yıllık ücretli izin alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Somut olayda; davac?? yıllık ücretli izin alacağının ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise davacının işe gelmediği günden itibaren izin bordrosu düzenlenerek 13 günlük karşılığı brüt 329.55 TL üzerinden hesaplanan izin ücreti alacağından avans olarak ödenen 235.95 TL'nin mahsup edilmek suretiyle bakiye 109.50 TL'nin 03.12.2010 tarihinde banka hesabına ödendiğini savunmuştur. Dosyada bulunan avans ödemelerine ilişkin işyeri belgesinde davacıya avans olarak 235.95 TL ödendiği görülmekte ise de bu belgede davacının imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yapılacak İş, "Avans Defteri" başlıklı belge davacı asile gösterilerek 235.95 TL ödemenin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hangi alacağa ilişkin olduğu hususunda beyanı alınmak suretiyle davacının yıllık ücretli izin alacağı konusunda bir karar vermektir. 3-Davacı işçinin fazla çalışma alacağı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille sözkonusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. .../.. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma yaptığı, fazla mesai ücret tahakkuku bulunan 2004 yılı Temmuz-Aralık, 2005 yılı Ocak ayı ile 2010 yılı Ocak - Kasım arasındaki aylara ilişkin ücret bordrolarının imzasız olduğu, 2009 yılı Mart ayına ilişkin ücret bordrosunun dosyaya sunulmadığı belirtilerek bu aylar için davacının fazla mesai ücret alacağı hesaplanmıştır. Davalı vekili fazla mesai hesaplanmış olan 2009 yılı Mart ayı ile 2010 yılına ilişkin maaşlarının tümünün banka kanalıyla davacıya ödendiğini belirterek rapora itiraz etmiş ve ayrıca fazla mesai ücret tahakkuku bulunan 2009 yılı Mart ayına ilişkin imzalı işçi hesap pusulasını dosyaya sunmuştur. Mahkemece, davalının ödeme itirazı üzerinde durulmamış ve anılan ücret bordosunun süresinde ibraz edilmediği gerekçesiyle bilirkişi raporuna göre davaya konu alacak hüküm altına alınmıştır. Ancak davalı tarafından sunulan bu belge ödemeye ilişkin olmakla borcu sükût ettiren belgeler her aşamada dikkate alınabilecektir. Mahkemece, davacının banka kayıtları getirtilmek suretiyle bordrolarla karşılaştırılarak 2010 yılına ilişkin tahakkuku yapılan fazla mesai ücretlerinin ödendiğinin anlaşılması halinde hesaplamaya dahil edilen bu aylar ile fazla mesai ücret tahakkuku bulunan 2009 yılı Mart ayının da dışlanmak suretiyle davacının fazla çalışma ücret alacağı hesaplattırılarak çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın,yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 21.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.