Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava konusu 101 ada 8 parsel sayılı 1524,83 m2 yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... taşınmazın kanunları uyarınca ...'ye kalan yerlerden olduğunu,edinme koşullarının gerçekleşmediğini öne sürerek ve tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece özetle “ usulüne uygun olarak mera araştırması yapılması” gereğine değinen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan bozma dışında kalan yönler ise kesinleşir. Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Mahkemece dava ve temyize konu 101 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olmadığı ve davalı yarar??na 3402 Sayılı Kadastro Kanun'un 14.maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve soruşturma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; Dairemizin önceki günlü bozma ilamında özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 1962 yılında mera tahsisinin yapıldığı, mera tahsis haritası ve eki belgelerin yerine yöntemine uygun biçimde uygulanmadığı, uygulamada haritalarda tarif edilen hangi poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal yada yapay sınır yerlerinden yararlanıldığının uzman bilirkişi haritası ve eki raporda açıklanmadığı belirtilerek taşınmaz başında keşif yapılarak geniş kapsamlı kadastro paftasının ölçeği ile mera tahsis haritasının ölçekleri eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı uzman bilirkişi eliyle haritalar çakıştırılmak suretiyle yerine uygulanması gereğine işaret edilmiş iken mahkemece bozma sonrası taşınmaz başında keşif yapılmamış,yukarıda anlatıldığı biçimde mera tahsis haritası ve eki belgeler yerine taşınmaz başında uygulamalı olarak usulünce uygulanmamış,bozma kararı gereklerine aykırı olarak fen bilirkişiden ek rapor almakla yetinilmiştir. Böylesine yetersiz araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulamayacağı gibi sadece büro uygulaması ile sağlıklı bir sonuca varılamaz. O Halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için önceki günlü bozma kararında da belirtildiği üzere; yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi hazır olduğu halde dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, öncelikle geniş kapsamlı kadastro paftasının ölçeği ile mera tahsis haritasının ölçekleri eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı uzman bilirkişi eliyle haritalar çakıştırılmak suretiyle yerine uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal yada yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı ve sadece büro incelemesine dayalı değil taşınmaz başında yapılacak olan uygulamaya dayalı gerekçeli rapor alınmalı, bu yolla dava konusu taşınmazın mera tahsis haritası kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız belirlenmeli, mera tahsisinin yapıldığı güne kadar davalı yararına iktisap sağlayan 20 yıllık sürenin geçip geçmediği, mera tahsisinden önce taşınmazın geleneksel biçimde kullanıla gelen kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı belirlenmeli, bundan sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14, 46/1, 16/B ve 18. maddeleri hükmü eşliğinde toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı ...'nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,08.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.