Mahkemesi :Asliye 1. Hukuk MahkemesiYARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı, 30.5.2011 günü gece mesaisinde çalışırken işveren tarafından haksız olarak kendisinden savunma istenmesi, kendisinin de imzalamaması üzerine işyerine giriş çıkışı sağlayan parmak izi okuma sisteminden parmak izinin silinmesi nedeniyle dışarı çıkamadığını, 31.5.2011 günü işverene fazla mesailerin ödenmesi talebiyle ihtarname çektiğini aksi taktirde iş akdini feshedeceğini bildirdiğini, daha sonra işverenin, 1.6.2011 tarihli ihtarname ile kendisini haksız gibi gösterip işten atmaya çalıştığını, ancak bu hususu kabul etmediğini davalı işverene 3.6.2011 tarihinde noterden ihtarname ile bildirdiğini ileri sürerek, kıdem ve İhbar tazminatı ile fazla çalışma ve yıllık ücretli izin alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının 31.5.2011 günü işveren vekili olan iki işçiye sata??ıp hatta fiili eylemde bulunduğundan dolayı iş akdinin haklı nedenle 1.6.2011 tarihinde feshedildiğini ve tüm haklarının ödendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, işverenin, 30.5.2011 günü işçiyi parmak izini sistemden silmek suretiyle işyerine almayarak eylemli olarak iş akdini feshettiği ancak haklı neden bulunmadığı gerekçesiyle davacının yıllık izin ücreti talebinin reddine, kıdem ve İhbar tazminatı ile fazla çalışma ücret alacağının kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (d) alt bendinde işçinin işverenin başka bir işçisine sataşması halinde işverenin iş akdini bildirim süresini beklemeksizin feshedilebileceği bildirilmiştir. Anılan Yasanın 19.maddesin de fesih usulü düzenlenmiş ve buna göre: “ Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışına veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25'nci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır.” denilerek işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı hareketi halinde savunması alınmaksızın iş akdinin haklı olarak fesih edilebileceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davacının 30.5.2011 günü mola saati dışında bir başka işçi ile sohbet ederken görülen davacının hakkında tutulan tutanağı imzalamaması üzerine, personel müdürünün ...’e “parmak izini giriş çıkış yapmamak için iptal et nasıl olsa yanımıza gelecek “ dediği, bunun üzerine parmak izinin iptal edildiği, ertesi gün yani, 31.5.2011 günü sabah işten çıkmak isteyen davacının parmak izinin okunmaması üzerine sinirlenerek mutfaktan aldığı bıçak ile aralarında ...’ün de bulunduğu birkaç işçiye sataştığı hatta küfürler edip boğazına yapıştığı, bu olay üzerine işverence davacının iş akdinin, 1.6.2011 tarihli ihtarname ile 4857 sayılı Yasanın 25.maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkının bulunmadığı açıktır. Buna rağmen mahkemece, olaylar yanlış yorumlanarak davacının 30.5.2011 günü parmak izinin okutup işyerine giremediğinin kabulü ile düzenlenen yetersiz ve olaya uygun olmayan bilirkişi raporunu hükme esas alarak davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi yerine kabulü yönünde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 07.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.