Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16284 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11051 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : Kozan 1. Asliye Hukuk MahkemesiTarihi : 16/01/2012Numarası : 2011/15-2012/14Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 06.11.2012 günü belirlenen saatte temyiz eden S.. Ç.. vekili Av.N..G..ile Av..A..A..ve aleyhine temyiz istenilen asil H.. Ç.. geldiler, gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:Asıl dava elatmanın önlenmesi ve kal birleşen dava ise muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece asıl davanın kabulüne, dava konusu bina yönünden elatmanın önlenmesine ve muhdesatın kal'ine, birleşen davanın da kısmen kabulü ile muhdesatın birleşen davanın davacısı tarafından meydana getirildiğinin tespitine, tapuya şerh verilmesi isteminin ise reddine karar verilmiş hüküm asıl davanın davalısı birleşen davanın davacısı S.. Ç.. tarafından temyiz edilmiştir.1-İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere göre davacı-davalı S.. Ç..'in asıl davada kabulüne karar verilen elatmanın önlenmesi istemine ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.2-Adı geçenin kal isteminin kabulüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; kal isteği malzeme sahibi kötüniyetli olsa dahi taşınmaz malikinin mülkiyetindeki arsa üzerine yapılan binanın malik için arzettiği “subjektif değer” belirlenerek bu bedelin davalıya ödenmesi halinde hüküm altına alınmalı aksi taktirde istemin reddine karar verilmelidir.O hal de öncelikle binanın yıkımının fahiş zarar doğurup doğurmayacağı yönünde bilirkişiden ek rapor alınmalı, kal'e konu binanın yıkımının fahiş zarar doğuracağının kabulü halinde az yukarıda açıklandığı üzere uygulama yapılmalıdır. Mahkemece bu olgu göz ardı edilerek eksik araştırma ve soruşturma ile kal isteminin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup davalı-davacı S.. Ç..'in bu yöne ilişen temyiz itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.3-Adı geçenin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince; iddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere göre mülkiyetin tespiti ve tapuya şerh verilmesi isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, mahkemece davacı tarafın istem sonucunun üçte ikisinin reddine karar verildiği gerekçesiyle avukatlık ücreti hesaplanmış ise de reddine karar verilen istemlerin feri nitelikte bulunduğu, davanın ve talebin esasına ilişkin olmadığı gözetildiğinde birleşen davada kabul edilen muhdesat değeri üzerinden birleşen davanın davacısı yararına nisbi, reddedilen kısım için ise birleşen davanın davalısı yararına maktu oranda avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken bu olgular gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının da bu nedenle kabulüne karar vermek gerekmiştir.SONUÇ :Davalı-davacı S.. Ç..'in yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile asıl ve birleşen dava yönünden verilen hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre de asıl davada verilen avukatlık ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında kendisini vekil ile temsil ettiren S.. Ç.. yararına takdir ve tespit olunan 900,00 TL avukatlık ücretinin karşı taraftan alınarak davalı-davacı S.. Ç..'e verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde davalı-davacı S.. Ç..'e iadesine, 18.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.