Mahkemesi :İş MahkemesiYARGITAY İLAMI Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 11.10.2016 Salı günü belirlenen saatte davalı ... Elektrik İnş.Turzm.Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili Av.... ile karşı taraftan davacı ... vekili Av.eldi. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü: Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde 06.12.2000-30.06.2013 tarihleri arasında 12 yıl 6 ay 25 gün aralıksız çalıştığını, son ücretinin brüt 1.678,53 TL (net 1.200,00 TL) olduğunu, aralıksız çalışmasına rağmen çalışmalarının eksik bildirildiğini, elektrik ustası olduğunu, çalıştığı süre içinde hiç yıllık izin kullanmayan davacının hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, 30.06.2013 tarihinde davalı şirket yetkilisinin davacının iş akdini haksız olarak feshettiğini, feshe hiçbir gerekçe gösterilmediğini, davacının sabah 07.30'dan akşam 20-21.00'lara kadar çalıştığını, işin yoğun olduğu dönemlerde bu çalışma süresinin arttığını iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının çalışmalarının kesintisiz olmadığını, farklı yerlerde çalışmasının olduğunu, davacının 2006 yılı Eylül ayında işten ayrıldığını, 09.01.2007 tarihinde tekrar işe başladığını, davacının iş akdinin sona erme tarihinin iddiasının aksine 29.02.2012 tarihi olduğunu, iş akdinin bu tarihte feshinden sonra davacının başka bir yerde çalıştığını, davacının elektrik ustası olmayıp kalfa olduğunu, asgari ücretle çalıştığını, banka kayıtları ve ücret bordroları ile bu durumun sabit olduğunu, davacının iş akdini kendisinin ihbar önellerine uymadan feshettiğini, çalışmasının 08.00-16.30 saatleri arasında olduğunu, fazla mesaisi olmadığını, şirket çalışanlarının fazla mesaisi olduğunda ödendiğini, yıllık izinlerini kullandığını, hafta tatili ücret alacağı bulunmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının davalı nezdinde 06.12.2000-30.06.2013 tarihleri arasında çalıştığı, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiği, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının fazla mesai yaptığını, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispat ettiği, cevap dilekçesinin ıslahı sureti ile ileri sürülen zamanaşımı itirazının harç yatırılmamış olması nedeni ile geçerli olmadığı, davanın belirsiz alacak davası olması nedeni ile alacakların tümün dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinin deliller kısmında dört tane tanık ismi bildirmiştir. Bunlardan üçü dinlenmiş, ... isimli tanık dinlenmemiştir. Davalı vekili dinlenmeyen tanığının da beyanının alınmasını 06.10.2015 tarihli duruşmada talep ettiği halde, davalı tanığının beyanı alınmadan, bu hususta olumlu ya da olumsuz karar verilmeden yargılamaya devamla karar verilmesi savunma hakkını kısıtlar ve hukuki dinlenme hakkını ihlal eder nitelikte olduğundan kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Davalının bu tanığı da dinlenmeli, tüm deliller ile birlikte değerlendirilerek dava konusu talepler hakkında karar verilmelidir. Mahkemenin kabul şekli bakımından da; 1-Davacı vekili davacının davalı şirket nezdinde 06.12.2000-30.06.2013 tarihleri arasında çalıştığını iddia ederken, davalı vekili davacının çalışmalarının kesintili olduğunu, farklı yerlerde çalıştığını, davalı şirketten 29.02.2012 tarihinde ayrıldığını savunmuştur. Hizmet cetvelinin tetkikinde, davacının 06.12.2000-01.08.2006 tarihleri arasında davalı şirket; 07.09.2006-29.12.2006 tarihleri arasında ...; 09.01.2007-01.03.2010 tarihleri arasında davalı şirket; 08.10.2009-30.11.2009 ... (bu dönemde aynı zamanda davalı şirketten de çalışmaları bildirilmiştir), 02.03.2010-2.6.2010 tarihleri arasında işe giriş bildirgesine göre davalı şirket, ... işyeri tescil sorgulama sonuçlarına göre ... İnşaat Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti. (bu belgede davalı şirketin ünvanı aracı 003 olarak yazılıdır.); 11.06.2010-22.08.2010 tarihleri arasında davalı şirket; 23.08.2010-03.11.2010 tarihleri arasında işe giriş bildirgesine göre davalı şirket, ... işyeri tescil sorgulama sonuçlarına göre ... İnşaat Taah. İth. İhr. Ltd Şti. (bu belgede davalı şirketin ünvanı aracı 001 olarak yeralmaktadır.); 03.11.2010-30.09.2011 tarihleri arasında işe giriş bildirgesine göre davalı şirket, ... işyeri tescil sorgulama sonuçlarına göre ... Ürünleri Paz. Nak. Tic. Şti. (bu belgede davalı şirketin ünvanı aracı 004 olarak yeralmaktadır.); 11.10.2011-29.02.2012 tarihleri arasında işe giriş bildirgesine göre davalı şirket, ... işyeri tescil sorgulama sonuçlarına göre ... İnşaat Taah. İth. İhr. Ltd. Şti. (bu belgede davalı şirketin ünvanı aracı 001 olarak yeralmaktadır.); 06.03.2012-29.11.2012 tarihleri arasında ... İnş. Ltd, Şti. (inşaat işi, işyeri iş bitimi nedeni ile kanun kapsamından çıkartılmıştır); 27.11.2012-31.03.2013 tarihleri arasında ... İnş. Taahhüt Tic. San. Ltd. Şti. (inşaat işi, iş bitimi nedeni ile kanun kapsamından çıkartıldı.); 01.04.2013-30.06.2013 tarihleri arasında ... İnş. Taahhüt Tic. San. Ltd. Şti. (inşaat işi, iş bitimi nedeni ile kanun kapsamından çıkartıldı.) nezdinde çalışmaları görünmektedir. Tanık anlatımları, işe giriş bildirgesi ve işyerlerine ilişkin ... kayıtları dikkate alındığında, davacının 06.12.2000-29.02.2012 tarihleri arasında davalı nezdinde çalıştığına ilişkin kabul dosya kapsamına uygun ise de, 06.03.2012-29.11.2012; 27.11.2012-31.03.2013 ve 01.04.2013-30.06.2013 tarihleri arasında davalı nezdinde çalışıp çalışmadığı tam olarak tespit edilmiş değildir. Davacı tanıklarının davacı ile 2000-2010 yılları arasında çalışması, davalı tanıklarının savunmayı teyit eder yönde beyanda bulunmaları karşısında, davacının davalı şirkette iddia ettiği 30.06.2013 tarihine kadar çalıştığı tam olarak tespit edilememiştir. Bu itibarla, davacının ... İnş. Taahhüt Tic. San. Ltd. Şti.'nden çalışmalarının bildirildiği bu üç dönemde ... İnş. Taahhüt Tic. San. Ltd. Şti. ile davalı şirket arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, bu şirketin davalı şirketten sözleşme ile iş alan bir şirket olup olmadığı taraflardan ve ... İnş. Taahhüt Tic. San. Ltd. Şti.'nden sorulmalı, davalı şirket ile bu şirkete ait ticaret sicil kayıtları ilgili Ticaret Sicil Müdürlüklerinden getirtilerek ve yine ... İnş. Taahhüt Tic. San. Ltd. Şti.'ne ait davacının çalıştığı işyerlerinin işyeri tescil bilgileri ...’ndan getirtilmeli, ayrıca ...’ndan davalı şirket ile bu şirket arasında aracı, taşeron ilişkisi bulunup bulunmadığı sorulmalı, toplanmış deliller toplanacak deliller ile birlikte değerlendirilerek bir sonuca varılmalıdır. 2- Davalı vekili temyiz dilekçesine ekli olarak davacının imzasını içeren 31.07.2013 tarihli bilgisayarda yazılmış davacının tüm haklarını aldığını ve işvereni ibra ettiğini belirten tablo kısmında ihbar ve kıdem tazminatı tahakkuk ettirilerek gösterilmiş 06.03.2013-30.06.2013 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan işvereni ... İnş. Taahhüt Tic. San. Ltd. Şti. olan ibraname sunmuştur. İbraname yargılama aşamasında sunulmamış ise de, hakkı ortadan kaldıran itiraz niteliğinde belgelerin yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınması gerektiği gibi, temyiz aşamasında da resen nazara alınması gerekir. Bu itibarla, ibranameye karşı davacıdan diyecekleri sorulmalı ve bu ibranamenin kıdem ve ihbar tazminatları açısından makbuz olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği 1 numaralı bozma nedenine göre varılacak sonuç da dikkate alınarak belirlenmelidir. 3-Davacı tanığı ..., mahkemece yapılan yargılama sırasında davacı lehine tanıklık yapıp beyanlarda bulunmuştur. Ancak temyiz aşamasında sunduğu 05.10.2016 havale tarihli dilekçesinde, davacı tanığı olarak beyanının alınmasından önce davacının kendisi ile görüştüğünü, anlattığı şekilde ifade vermesini istediğini, kendisinin de fiili çalışma durumunu değil, davacının anlattıklarını mahkemede anlattığını, mahkeme sonrası davacının çok yüksek tazminata hak kazandığını beyan ettiğini, kendisinin de hakkaniyete uygun olmayan şekilde ve gerçek olmayan çalışmaları nedeni ile davacının kazandığı paranın fazla ve hakkaniyete aykırı bulduğu için mahkemeye beyanda bulunmak istediğini, 23.08.2004 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığını, 3 yıl çalıştıktan sonra 2007 yılında ayrıldığını, davacının sadece kendi çalıştığı dönemdeki çalışmasını bildiğini, davacının asgari ücretle kalfa olarak 08.00-16.00-16.30 saatleri arasında çalıştığını, geç saatlere kadar çalışmalarının olmadığını, pazarları çalışmadığını, bayramlarda çalışmadıklarını, sigortalarını davalı şirketin yatırdığını, taşeron olarak iş alındığında da sigortanın davalı şirketçe yatırıldığını, 2012 yılı başlarında işten ayrıldığını, ... ...’de ... İnş. Taahhüt Tic. San. Ltd. Şti. isimli başka bir firmada işe girdiğini, burada çalışmaya başladığını belirtmiş; 10.10.2016 havale tarihli 09.10.2016 tarihli dilekçesinde ise, 05.10.2016 tarihli beyanının gerçek olmadığını, mahkemedeki yeminli beyanının doğru olduğunu, davacının davayı kazanmasından sonra davalının kendisini işe aldığını, davalının avukatı ile kendisinin avukatının aynı olduğunu, iş görüşmesi bahanesi ile ...’in kendisini avukatın yanına götürdüğünü, beyanı okutmadan imzalattığını, mahkemeye kendi elemanlarının götürdüğünü bildirmiştir. Bu itibarla, bu tanık yeniden dinlenerek beyanları ve verdiği dilekçeler arasındaki çelişki giderilmeli; hangi beyanının doğru olduğu konusunda karara varılmalıdır. 4-Davacı vekili, davasını yıllık izin ve ihbar tazminatı açısından kısmi dava olarak açmıştır. Bu itibarla, davanın belirsiz alacak davası olduğu kabul edilerek talep aşılmak sureti ile bu iki alacağın ıslah ile istenen kısımlarına ıslah tarihi yerine dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi hatalı olduğu gibi; davacı alacakların en yüksek banka mevduat faizi ile tahsilini talep etmiş olup yıllık izin ve ihbar tazminatına yasal faiz işletilmesi gerekmekte ise de talep gereği bu iki alacağa yasal faizi aşmamak üzere en yüksek banka mevduat faizi işletilmesi gerekirken, doğrudan yasal faiz işletilmesi doğru olmamıştır. 5-Davalı vekili, süresinde verdiği cevap dilekçesinde davaya karşı zamanaşımı savunmasında bulunmamış, daha sonra cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Mahkemece Dairemizin bazı kararlarına atıf yapılarak harç yatırılmamış olması nedeni ile cevap dilekçesinin ıslahına değer verilmemiştir. Dairemizce her ne kadar cevap dilekçesinin ıslahı halinde harç alınması gerektiğine dair kararlar verilmiş ise de, yeniden yapılan değerlendirmede, kendisi harca tabi olmayan bir işlemin ıslahının da harca tabi olmadığı sonucuna varıldığından, verilmesi harca tabi olmayan cevap dilekçesinin ıslahının da harca tabi olmaması nedeni ile, davalı vekilinin cevap dilekçesinin ıslahı sureti ile ileri sürdüğü dava zamanaşımının dikkate alınması gerekirken yazılı şekilde ıslaha itibar edilmemesi doğru bulunmamıştır. 6-Davacı vekili,davacının elektrik ustası olarak net 1.200,00 TL ücret aldığını iddia etmiştir.Davalı vekili, elektrik kalfası olarak asgari ücretle çalıştığını savunmuştur.Davacı tanıklarından..., davacının elektrik ustası olduğunu söylemekle birlikte aldığı ücrete ilişkin tahmine dayalı beyanda bulunmuştur. Diğer davacı tanığı ..., elektrik ustası olarak çalışmış olup ücretlerinin asgari ücretin üstünde olduğunu, 2010 yılında ayrıldığında aylık 1.100,00 TL ücret aldığını söylemiştir. Davalı tanıkları ise savunmayı teyit etmişlerdir. Mahkemece bilirkişi raporundaki tespitlere göre davacının fesih tarihindeki ücreti net 1.200,00 TL kabul edilmiş ise de, yukarıda özetlenen dosya içeriğindeki deliller dikkate alındığında, bu hususta varılan sonucun eksik incelemeye dayandığı görülmektedir. Bu itibarla, davacının meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalıdır.Ayrıca ... Kurumu'nun 08.12.2015 tarih ve 73640249-045.02[02]-552-2015-E.464/16514 sayılı Genelgesin'de de belirtildiği üzere Kurumun Web Sitesinden veya “ linkinden ulaşılmak sureti ile emsal ücret araştırması yapılarak bu şekilde toplanacak deliller toplanmış deliller ile birlikte değerlendirilerek aylık ücretin ne olabileceği belirlenmeli, işçilik alacakları da gerekirse yeniden hesaplattırılmalıdır. 7-Fazla mesai yaptığını, hafta tatillerinde çalıştığını iddia eden işçi, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. İddianın tanık anlatımları ile ispat edilmeye çalışılması halinde ise, tanıkların aynı dönemde işyerinde iddia sahibi işçi ile birlikte çalışmış, süreklilik arzeden çalışma düzenini ve biçimini görmüş, gözlemiş olmaları gerekir. Çalışma düzenini bilmeyen, bilmesi mümkün olmayan tanık beyanlarına itibar edilemez. Somut olayda; davacı vekili, davacının fazla mesai yaptığını ve hafta tatillerinde çalıştığını iddia ederek bu alacakların hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanık beyanlarına göre davacının ayda bir pazar çalıştığı; haftanın 6 günü 07.30-20.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme kullandığı, 6 gün çalıştığı haftalar haftalık 21 saat; hafta tatilinde çalıştığı hafta ise haftalık 24,5 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek alacaklar hesaplanmış; mahkemece takdiri indirim uygulanarak hüküm altına alınmıştır. Ancak davacı tanıkları davacı ile hesap döneminin tümünde birlikte çalışmamışlardır. Bu itibarla davacı tanıklarının davacı ile birlikte çalıştıkları süre tanıkların hizmet cetvelleri getirtilerek belirlenmeli ve tanıklarının davacı ile birlikte çalıştıkları süre ile sınırlı olmak üzere beyanları değerlendirilerek hesaplama yapılmalıdır. O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına takdir olunan 1.350,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.