Mahkemesi : Antalya 5. İş MahkemesiTarihi : 12/02/2014Numarası : 2012/665-2014/95 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Taraflar arasında yıllık izin alacağı uyuşmazlık konusudur. Dosyaya sunulan haftalık puantaj kayıtları, izin formları ve bir kısım bordrolardaki yıllık izin ücret tahakkuku olduğu görülmekle, davacının imzası bulunan ve aksini gösterir yazılı delil sunulmadığı da anlaşıldığından davacının imzasını taşıyan haftalık puantaj kayıtları ile izin formaları ve tahakkuk olan bordrolar dikkate alınarak, davacının hizmet süresi sonucu hak ettiği toplam yıllık izin alacağından mahsup edilerek bakiye izin süresinin belirlenmesi ve belirlenen bu bakiye izin süresinin talep edilen 25 gün yıllık izin süresi olması ya da bu sürenin altında kalması halinde yıllık izin alacağının hesaplanması aksi halde taleple bağlı kalınarak sadece 25 gün yıllık izin karşılığı yıllık izin ücret alacağının hesaplanması gerekmektedir. Mahkemece, eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 3-Taraflar arasında fazla çalışma alacağı konusunda uyuşmazlık söz konusudur. İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır. Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının belirlenen günlük 9 saat fiili çalışma süresinden, salt tanık beyanlarına dayanılarak 30 dakika ara dinlenme süresi düşürülerek haftalık fazla çalışma süresi belirlendiği görülmüştür. Ayrıca ıslaha karşı süresinde ileri sürülen zamanaşımı defii gözetildiğinde 15.07.2008 tarihi öncesi fazla çalışma alacaklarının zamanaşımına uğradığı açıktır. Ancak ek raporda, 15.08.2008 tarihinden önceki dönem olan 20.03.2007 ile 14.07.2008 tarihleri arası için hesaplanan fazla çalışma alacağı miktarı 1.425,00 TL olduğu, ilk davadaki fazla çalışma alacağı talep miktarının ise 3.493,00 TL olduğu için bu dönemdeki fazla çalışma alacaklarının zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle hesaplama yapılmıştır. Bu hesaplama karşısında davacının fazla çalışma alacağı yönünden, 20.03.2007-14.07.2008 arası dönem ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı defii kapsamında kalmasına rağmen bilirkişi tarafından hesaplanarak fazla miktarda belirlenmesine neden olmuştur. Bu hali ile bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Dolayısıyla mahkemece yapılması gereken, günlük fiili çalışma süresinden en az 1 saat ara dinlenmesi düşülerek günlük ve haftalık çalışma sürelerinin belirlenmesi ile ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı defii de gözetilerek hesaplamanın 15.07.2008 tarihinden itibaren yapılarak neticesinde belirlenecek miktara, dava dilekçesindeki miktarın eklenerek fazla çalışma alacağının belirlenmesi olmalıdır. Dolayısıyla mahkemece eksik değerlendirme ile fazla çalışma alacağının hüküm altına alınması hatalıdır. 4-Mahkemece, davanın kabulü halinde yargılama giderleri değerlendirilirken davalının süresinden sonra ibraz ettiği bir kısım deliller nedeniyle neden olduğu masraflar yönünden, 6100 sayılı HMK'nun 327/1.fıkrası uyarınca " Gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebebiyet vermiş olan taraf, davada lehine karar verilmiş olsa bile, karar ve ilam harcı dışında kalan yargılama giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir" düzenlemesi karşısında davalı üzerinde bırakılması gerekecektir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.