Mahkemesi :İş MahkemesiYARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, ödenmeyen işçilik alacaklarının ödenmesi konusunda davalı işverene yaptığı başvuruların sonuçsuz kalması nedeniyle 27.06.2013 günü 4857 sayılı Kanunun 24. maddesi uyarınca iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin, fazla mesai ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, işçilik alacaklarının ödenmediği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının 28-29 Haziran 2013, 01-02 Temmuz 2013 ve devamı günlerinde mazeretsiz olarak işe gelmediğinden dolayı iş akdinin 4857 sayılı Kanunun 25/2-g maddesi uyarınca feshedildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde de çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışması yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve UBGT çalışması alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışmasının yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışması olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda davacı, haftanın 6 günü, yaz döneminde 08:00-19:00, kış döneminde 08:00-18:30 saatleri arası, ulusal bayramların tümünde, dini bayramların ilk günü dışında çalıştığını ancak bu çalışmalarının ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise davacının işçilik alacaklarının ödenmediği iddiasının gerçek dışı olduğunu savunmuştur. Mahkemece davacı tanıklarının beyanlarına göre hazırlanan bilirkişi raporu hükme esas alınmış ve davacının yaz aylarında 08:00-19:00 arası 1,5 saat ara dinlenmesi yaparak, kış aylarında 08:00-18:30 arası 1,5 saat ara dinlenmesi yaparak çalışmak suretiyle fazla mesai yaptığının ve dini bayramların ilk günü hariç diğer tüm dini bayram günlerinde ve ulusal bayram genel tatil günlerinin tamamında çalıştığının kabulü ile hüküm kurulmuştur. Ancak dinlenen davacı tanıklarının davalı işyerindeki çalışma dönemleri ile davacının çalışma dönemi aynı değildir. Davacı tanıklarından ... ile davacı aynı tarihlerde birlikte çalışmadıkları gibi, diğer tanık ... ile de kısa bir süre davalı işyerinde birlikte çalıştıkları anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece davacı tanığı ...'nün beyanlarının davalı işyerinde çalıştığı süre için davacının fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağını ispatladığının kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının tüm çalışma dönemi için fazla mesai ücret hesaplanması hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.