Mahkemesi :İş MahkemesiYARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, 08/09/2010-27/06/2012 tarihleri arasında asıl işvereni ... Ofisi A.Ş. ve alt işvereni ... Lojistik ve LPG - Akaryakıt Ltd. Şti olan işyerinden ... primlerinin eksik yatırılması ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle ayrıldığını iddia ederek kıdem tazminatı, ubgt, yıllık izin, hafta tatili, fazla mesai ücretleri alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı ... Ltd. Şti. davacının talep ettiği alacaklarının bulunmadığını, fazla mesai yapmadığını, yurtiçi seferleri başına harcırah aldığı için fazla mesai ücretine hak kazanmadığını bu nedenle yapmış olduğu feshin haklı nedene dayanmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı ... A.Ş. diğer davalı ...'nun, Shell firmasının da işlerini yaptığını bu nedenle müvekkili şirket ile diğer davalı şirket arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulmadığını, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının hiçbir ücret alacağı olmadığı için iş akdini haklı nedenle feshetmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda; davacı taraf davalı ... A.Ş.'nin asıl işveren olduğunu, davalı ... Ltd. Şti'nin de alt işvereni olduğunu iddia ederek dava konusu alacaklarının her iki işverenden de müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı ... A.Ş. ise kendisi yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davacının ... kayıtlarında işçisi olarak göründüğü ... Ltd. Şti.'nin aynı zamanda dava dışı başka şirketlerin de LPG taşıma işini yaptığı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. mad 6. fıkrasında yer alan “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir” hükmü gereğince davalı ... Ltd. Şti.'nin davacıyı sadece ... A.Ş. adlı işyerinde aldığı işte çalıştırmadığı için davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmamıştır. Davacının işvereni sadece davalı ... Ltd. Şti.'dir. Bu nedenle mahkemece davalı ... A.Ş. yönünden davanın husumet yokluğundan reddi gerekirken, davanın kabulü ile dava konusu alacakların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi hatalı olup bozma nedeni yapılmıştır. 3-Davacı işçinin ulusal bayram genel tatil ve fazla çalışma alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını, fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de ulusal bayram ve genel tatil ve fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarından ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda, davacı, davalı işyerinde fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması yaptığını ve bu çalışmalarının dosyaya sunulan teslim irsaliyelerinden de anlaşılacağını iddia etmiş, davalılar ise davacının hiçbir ücret alacağının bulunmadığını savunmuşlardır. Mahkemece davacının fazla mesai yaptığının ispat edilemediği ve ulusal bayram ve genel tatillerde tanık beyanlarına göre dini bayramların ilk günü hariç çalıştığı kanaati ile karar verilmiştir. Davacı tarafın fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının hesaplanmasında dosyaya sunulu bulunan teslim irsaliyelerinin değerlendirilmesi gerekirken bu irsaliyeler dikkate alınmadan karar verilmesi bozma nedeni olup mahkemece yapılacak iş; alanında uzman mali müşavir muhasebeci bilirkişiye dosyanın tevdii ile tanker teslim irsaliyelerindeki giriş çıkış saatleri ve çalışma günleri dikkate alınarak fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil günlerinin hesaplanması ve bordrolarda tahakkuk edilen fazla mesai ücretlerinin de sürekli aynı saat fazla mesai yapılmış gibi gösterilmiş olması nedeni ile hesaplama sonucu çıkacak miktardan mahsup edilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 10/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.