İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalı işyerinde 01.03.2011-11.06.2011 tarihleri arasında çalıştığını, 6111 Sayılı Kanun hükümlerine göre ... İl Milli Eğitim Müdürlüğünde görevlendirildiğini, yapılan bu devir tarihinden önce davalı Belediyenin kendisine olan borçları nedeniyle 28/11/2008 tarihinde 7.000,00 TL'sini , bakiye alacağın ise 31/01/2012 tarihinde ödeneceğini taahhüt ettiğini, davalının 28/11/2011 tarihinde davacının banka hesabına taahhüt edilen miktarı değil 4.737,00 TL yatırdığını, bu nedenle davalı Belediyeye başvurduğunu ancak sonuç alamaması nedeniyle ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/413 Esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine 17.500,00 TL tutarında icra takibi başlattığını, davalının takibin 2.100,00 TL'lik kısmını kabul ettiğini, 14.500,00 TL'lik kısma ise zamanaşımı nedeniyle itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline, % 40 oranındaki icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın zamanaşımına uğramış olduğunu, Belediye Mali Hizmetler Müdürlüğü kayıtlarında davacının zamanaşımına uğramamış alacağının 2.100,00 TL tutarındaki yakacak yardımı olduğunu, yapılan takipte bu miktarın dışında kalan alacak miktarına itiraz edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında icra inkâr tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67 inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 Yasanın 8 inci ve 28 inci maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K). Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür. Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. Somut olayda davacının icra inkar tazminatı talebi mahkemece borcun likit olmadığı gerekçesi ile reddedilmiştir. Oysa davalı taraf resmi bir kurum olup, tüm hesapları kayıt altındadır. Ayrıca dosyada bulunan ve Bölge İdare Mahkemesince de onanan 14.05.2012 tarihli Zonguldak İl İdare Kurulu Müdürlüğünce alınan davalı Belediye yetkilileri hakkında soruşturma izni verilmemesine dair kararda davacının tüm alacak miktarları detaylı şekilde tevil yoluyla ikrar edilmiş olup bu nedenle davacının alacağı likittir. Uyuşmazlık bu alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır. Mahkemece davacının alacaklarının zamanaşımına uğramadığı kabul edildiği halde aynı kararda alacağın likit olmadığından bahisle icra inkar tazminatı talebinin reddi hatalı olup bozma nedenidir. Ancak bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hüküm fıkrasının üçüncü paragrafı silinerek yerine ; “ İtiraza konu 15.400,00 TL asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının da davalı taraftan tahsili ile davacıya ödenmesine," rakam ve sözcüklerinin yazılmasına hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 16.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.