Mahkemesi : Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 24/01/2014Numarası : 2012/42-2014/45 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü; 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı vekili, davacının davalı işveren bünyesinde işçi sıfatı ile çalıştığı dönemde hak etmiş olduğu bazı işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek anılan alacakların hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili, davacının hak ettiği tüm işçilik alacaklarının kendisine ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık,davacının gece çalışması yaptığında Toplu İş Sözleşmesinde düzenlenen gece zamından faydalanıp faydalanamayacağı noktasında toplanmaktadır. Mahkeme gerekçesinde de tespit edildiği üzere davacı sendika üyesi değildir ve aidat ödenmesi ile Toplu İş Sözleşmesinden faydalandığı gibi bir iddiası da yoktur. Talep konusu dönemde işyerinde uygulanmakta olan Toplu İş Sözleşmelerinde "...Saat 20.oo - 06.oo arasında yapılan çalışmalar gece çalışmalarıdır. Bu çalışmalarda ücretler % 25 zamlı ödenir. Bu saatler içerisinde işin gereği olan yaptırılan fazla mesai işçinin günlük ücreti 8 saate bölünerek 1 saate isabet eden ücretin tutarı %100 zamlı fazla mesai ücreti olarak ödenir...” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir. Mahkemece sendikalı işçi olmamasına karşın eşitlik ilkesi gereği davacının Toplu İş Sözleşmesinde yer alan gece zammına dair düzenlemeden faydalanması gerekeceği değerlendirmesinde bulunulmuştur. Eşit davranma ilkesi tüm hukuk alanında geçerli olup, iş hukuku bakımından işverene işyerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir neden olmadıkça farklı davranmama borcu yüklemektedir. Bu bakımdan işverenin yönetim hakkı sınırlandırılmış durumdadır. Başka bir ifadeyle işverenin ayrım yapma yasağı işyerinde çalışan işçiler arasında keyfi biçimde ayrım yapılmasını yasaklamaktadır. Bununla birlikte eşit davranma borcu tüm işçilerin hiçbir farklılık gözetilmeksizin aynı duruma getirilmesini gerektirmeyip, eşit durumdaki işçilerin farklı işleme tabi tutulmasını önlemeyi amaç edinmiştir. “Eşitlik İlkesi” en temel anlamda T.C. Anayasasının 10. ve 55. maddelerinde ifade edilmiş, 10. maddede “Herkes, dil, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” kuralına yer verilmiştir. 55. maddenin kenar başlığı ise “Ücrette Adalet Sağlanması” şeklindedir. 4857 sayılı İş Kanunu sistematiğinde, eşit davranma borcu, işverenin genel anlamda borçları arasında yerini almıştır. Buna karşın eşitlik ilkesini düzenleyen 5. maddede, her durumda mutlak bir eşit davranma borcu düzenlenmiş değildir. Belli bazı durumlarda işverenin eşit davranma borcunun varlığından söz edilmiştir. İşverence, işçiler arasında farklı uygulamaya gidilmesi yönünden nesnel nedenlerin varlığı halinde eşit işlem borcuna aykırılıktan söz edilemez Toplu İş Sözleşmeleri ile sendikalı işçiler için yasal düzenlemeleri aşan lehe bir kısım düzenlemeler yapılması mümkündür. Bu lehe düzenlemelerden eşitlik ilkesinden hareketle her zaman sendikasız işçilerin de faydalanacağı gibi bir değerlendirme İş Kanunun 5. madde de anlamını bulan eşit davranma ilkesine dair düzenlemenin amacını aşan bir değerlendirme olacaktır. Sendikasız işçiler arasında ayrım yapılarak bir kısmının Toplu İş Sözleşmesindeki hükümlerden faydalanmaları sağlanırken diğer bir kısmının ise bu hükümlerden faydalanmaları engellenirse o zaman eşit işlem borcuna aykırı davranıldığı ileri sürülebilir ki; somut olayda bu yönde bir iddia ve tespit bulunmamaktadır. Örgütlenme özgürlüğü yasal taminat altında olan işçinin sendikaya üye olmamayı seçmiş olması halinde sendikaya üye olan işçi ile mutlak eşitliğinden bahsedilerek Toplu İş Sözleşmesindeki tüm lehe hükümlerden faydalandırılması söz konusu olamaz. Şu halde davacının gece zammı ücretine dair talebinin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının, alacağın hesabına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 04.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.