Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15152 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24587 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : Saruhanlı Asliye Hukuk MahkemesiTarihi : 20/09/2012Numarası : 2010/62-2012/237 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraflarca istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere göre tarafların aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Tarafların oluşturulan hüküm ile harç ve yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; hemen belirtmek gerekir ki bu tür tespit davaları taşınmazın aynı ile ilgili olmadığından taşınmaz malikleri arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Bu olgu gözetildiğinde davanın sadece ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhtesatın davacı tarafından meydana getirildiğini kabul etmeyen ve uyuşmazlık çıkaran taşınmaz malik veya malikleri aleyhine muhtesat değerine göre nispi harç yatırılarak açılması, uyuşmazlık çıkarmayan diğer taşınmaz malik veya maliklerinin gereksiz yere hasım gösterilmemesi, mahkemece hükmedilecek karar ve ilam harcının da hakkında kabul kararı verilen muhtesat değerine ve davalı taraf payına göre belirlenmesi gerekir. Öte yandan; bilirkişi raporuna itiraz edilmesi halinde, itirazların yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi de özel ve teknik bir bilgiyi gerektireceğinden hakim itirazı kendisi değerlendiremez ve ek rapor almadan veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmadan hüküm veremez. Somut olaya gelince; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna karşı davalı tarafın itiraz ettiği, ortaklığın giderilmesi davasında belirlenen değerle farklılık bulunduğu nitekim bu farklılığın hükme esas alınan raporda muhdesatın keşif tarihindeki değeri için belirleme yapılmasından kaynaklandığı şu halde itirazın haklı ve yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, mahkemece davalı tarafın bu itirazı karşılanmadan, açık bir anlatımla aynı bilirkişiden muhdesatın dava tarihindeki değeri yönünden ek ya da farklı bir bilirkişiden yeni bir rapor alınmadan karar verilmiştir. Dava konusu muhdesatın değerinin satış aşamasında yapılacak kıymet takdiri sırasında yeniden belirleneceği gözetildiğinde bu durum işin esasına etkili değil ise de görülen davada yargılama sonunda hükmedilecek karar ve ilam harcı ile avukatlık ücretinin tayin ve takdiri yönünden önem arzettiği kuşkusuzdur. Diğer yandan; davalılardan O.. D.. ve A.. S..yargılama sırasında ölmüşlerdir. Bu nedenle karar başlığında isimlerinin yer alması doğru değildir. Şöyle ki A.. S..'nın davacıların ortak mirasbırakanı olduğu gözetildiğin de davacılar aleyhine harç ve avukatlık ücreti hükmedilmesine yol açılmıştır. Ayrıca; davaya dahil edilenlerin bir kısmının mirasbırakanı O.. D.. davanın açılmasına sebebiyet vermediği gibi tanık olarak dinlendiği keşif sırasında davacı tarafın iddiasını doğrulamıştır. Bu halde yanlışlıkla tanık olarak dinlense de adı geçen davalının davayı kabul ettiği anlaşılmaktadır. Şu halde davalı O.. D.. mirasçıları S.., N.. ve E..E..D..aleyhine harç ve avukatlık ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. Yine; davalılardan Z.. M.. ve E.. D.. davanın açılmasına sebebiyet vermemişlerse de yargılamaya gelerek hazır bulundukları ilk oturumda davayı kabul etmediklerinden adı geçenlerin diğer davalı İ.. S.. ile müteselsilen harç ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmalarında bir isabetsizlik bulunmasa da davanın konusunun (müddeabihi) davalılar payına isabet eden muhdesat değeri olduğu gözetildiğinde muhdesatın tamamının değeri üzerinden hesaplama yapılması da usule aykırı düşmüştür. Hal böyle olunca; mahkemece az yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular da dikkate alınarak dava konusu muhdesatın değerinin belirlenmesi yönünden aynı bilirkişiden ek rapor ya da konusunda uzman yeni bir bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan davalı tarafın itirazlarını da karşılar şekilde yeterli ve denetime açık rapor alınmalı, muhdesatın dava tarihindeki değeri duraksamasız saptandıktan sonra dava konusu taşınmazda davacı tarafın da paydaş olduğu davanın konusunun davalı payına isabet eden muhdesat değeri olduğu gözetilerek yargılama sonunda hükmedilecek karar ve ilam harcı ile avukatlık ücreti de belirlenecek bu değer üzerinden hesaplanmalıdır. Mahkemece bu olgu göz ardı edilerek eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm verilmesi isabetsiz, tarafların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde taraflara iadesine, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.