Mahkemesi : İstanbul 4. İş MahkemesiTarihi : 10/12/2013Numarası : 2013/393-2013/759 Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 01.07.2014 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı T.. Dağ.Hiz.Nak.San. ve Tic.A.Ş. vekili Av.A... E.. geldi, karşı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesini ücretlerinin ödenmediği için haklı nedenle feshettiğini, 7 aylık ücretinin ödenmediğini, alacaklarının tahsili için yaptığı takibe davalının itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının 2008-2010 yılları arasında çalıştığını, aldığı iş avansını kapatmadan istifa ederek ayrıldığını savunmuş ve davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 02.07.2013 tarihli ilamı ile özetle, “...Davalı vekili davacının kasadan makbuzla ve banka hesabına yatırılmak sureti ile toplam 33.665,99 TL avans aldığını, bunun 14.258,35 TL'nı ödediğini, bakiye 19.407,64 TL'nı ödemeden işten ayrıldığını savunmuştur. Sunulan muavin defteri savunmayı teyit etmektedir. Davacının banka hesabına davalı işverence 04/08/2009 tarihinde 2.000,00 TL ve 20/08/2009 tarihinde 5967,43 TL yatırılmıştır. Davacı vekili bu ödemeleri kabul etmiş ve bunların dava konusu edilen dönemden önceye yani 2009 yılı Temmuz ayından önceki aylara ait ücret alacağı olduğunu beyan etmiştir. 2009 Ağustos ayında yapılan bu iki ödeme muavin defterinde de görünmektedir. Bu itibarla davalı vekilinin delil listesinde yemin deliline dayanmış olması nedeni ile davalı yana yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılmalı, sonucuna göre usuli işlemlerin ikmali ile dava konusu edilen alacaklar hakkında karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalıdır. “ gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma kararına uyan mahkeme, davalının yemin metninin usulune uygun olmaması nedeni ile resen yemin edilecek hususları belirleyerek yemin merasimini tamamlamış ve yeniden davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hizmet süresi ihtilaflıdır Davacı vekili, davacının davalı işveren nezdinde 06/01/2005-10/02/2010 tarihleri arasında arasında kesintisiz çalıştığını iddia etmiş; davalı vekili 01/05/2008-12/01/2010 tarihleri arasında çalıştığını savunmuştur. SGK kayıtlarına göre davacı 06/01/2005-16/02/2006 tarihleri arasında M.. T.. Tah.Org.Ltd.Şti.; 17/02/2006-30/04/2008 tarihleri arasında P... İns.Kay. Tah. Tah.Ltd.Şti.; 01/05/2008-12/01/2010 tarihleri arasında ise davalı şirket işçisi olarak çalışmıştır. 2007-2011 ve 2004-2010 yılları arasında davacı ile birlikte çalışan davacı tanıkları ile 2006 Mart ayından beri çalışan davalı tanığı iddiayı teyit eder yönde beyanda bulunmuşlardır. Dosya içinde bu şirketler ile davalı şirket arasında organik bağ olduğuna dair delil bulunmadığını belirten bilirkişi, tanık anlatımları ve giriş çıkışların birbirini takip etmesi nedeni ile davacının 06/01/2005-12/01/2010 arasında davalı işçisi olarak 5 yıl 6 gün çalıştığını kabul ederek alacakları hesap etmiş ve mahkemece rapor benimsenmiş ise de, davacının kayden çalışması görünen dava dışı şirketler ile davalı şirket arasında organik bağ ya da iş yer devri olup olmadığını araştırmamıştır. Dava dışı bu şirketlerin Ticaret Sicil kayıtları getirtilmeli, davalı şirket ile bu şirketler arasında organik bağ olup olmadığı, ya da işyeri devri bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Daha sonra dosyadaki toplanmış deliller birlikte değerlendirilerek sonuca varılmalıdır. 3-Mahkemece daha önce verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine davalı yararına yemin delili ile ilgili olmak üzere bozulmuştur. Kararı davacının temyiz etmemesi nedeni ile kararda belirtilen yönler açısından davalı yararına kazanılmış hak oluşmuştur. Bu itibarla davacının fesih tarihindeki ücretinin net 2280,66 TL olduğuna dair kabul, davacının temyiz etmemesi nedeni ile davacı açısından kesinleşmiş olup bozma sonrası kurulacak hükümde bu miktarın üzerine çıkılması davalı yararına oluşan kazanılmış hakkın ihlali olacaktır. Hal böyle iken, bozma sonrası mahkemece, bozma kararında belirtilmemiş olmasına rağmen davacıya ücretinin 3000,00 TL olduğuna dair yemin ettirilip, daha sonra bozma kararı öncesinde hüküm altına alınan miktardan daha fazla bir miktarın ödenmeyen ücret alacağı olarak kabul edilmesi doğru olmamıştır. Davacının dönemsel ücreti bozma kararı öncesinde hazırlanan rapordaki gibi kabul edilmeli ve 2009 Ağustos ayından fesih tarihine kadar olan süreye ait ücret alacağı hesap edilerek hüküm altına alınmalıdır. Yazılı şekilde davalının usuli kazanılmış hakkını ihlal ederek karar verilmesi doğru olmamıştır. 4-Davalı vekiline bilirkişi raporu tebliğ edilmediği gibi duruşma sırasında alınan rapora karşı beyanda bulunmak için süre talep eden davalı vekilinin savunma hakkını kısıtlar biçimde yasal düzenlemelere aykırı olarak talebinin reddi hatalı olmuştur. O halde davalı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 01.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.