Mahkemesi : Bursa 8. İş MahkemesiTarihi : 07/03/2014Numarası : 2013/191-2014/165 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı, davalı işyerinde işçi olarak çalışıp emekli olduğunu, 2001 yılından önceki dönem yönünden mevsimlik işçi olarak çalıştıklarını bu nedenle yıllık izin haklarını verilmediğini bildirerek mevsimlik işçilikte geçen süreler yönünden yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesini istemiştir. Davalı, mevsimlik işçi iken yasal olarak yıllık izin hakkının bulunmadığını, kadroya geçtikten sonra ise tüm izinlerinin yasaya uygun olarak kullandırıldığı ya da emeklilik işlemleri sırasında ücretinin ödendiğini bu nedenle alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının, mevsimlik iş akdi ile çalıştığı sabit olan davacının, çalışmasının 11 ayın üzerinde olduğu yıllar itibariyle dönemsel TİS gereği hesaplanan sürelere göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Mevsimlik işçi olarak çalışan işçinin yıllık izin hakkı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanamaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi İş Kanununun yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, bu kural nispi emredici nitelikte olup, işçi lehine bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir. Bu durumda sözleşmedeki izinle ilgili hükümler uygulanacaktır. Diğer taraftan, bir işyerinde mevsimlik olarak çalıştırılan işçi, mevsim bitiminde, mevsimlik iş dışında askı süresi içinde işverenin diğer işyerlerinde çalıştırılıyorsa, devamlı bir çalışma olgusu söz konusu olduğundan, bu durumda işçinin yıllık ücretli izin hükümlerinden yararlandırılması gerekir. Aynı işverene ait yazlık ve kışlık tesislerde, sezonluk işlerde fakat tam yıl çalışan işçiler de, 4857 sayılı Yasanın 53/3 maddesi ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliğinin 12 nci maddesi uyarınca yıllık ücretli izne hak kazanacaklardır. Somut olayda, davacı, geçici işçi olarak çalıştığı dönemde 330 gün ve daha fazla çalıştığı iki yıl için yıllık izin talebinde bulunmuştur. Davacının sendikalı olup olmadığına dair yazılan müzekkereye sendika tarafından verilen cevapta, bu konuda ellerinde bilge ve belge olmadığı bildirilmiştir. Mahkemece, davacının dönemsel TİS’ler gereği 22 gün izin hakkı olduğunun kabulü ile yapılan hesaplamaya itibarla yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, dosya içeriğinden yıllık ücretli izin alacağını bulunduğu yıllar itibariyle davacının sendika üyesi olduğuna dair bir bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır. Davalı işyerinde bu dönemlerde uygulanan TİS olması, davacının sendika üyesi olmadan ya da dayanışma aidatı ödemeden bu TİS den yararlanacağı anlamını da taşımamaktadır. Buna rağmen, mahkemece, yıllık izin hesabını TİS gereği 22 gün olarak hesaplatmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece yapılacak iş, davacının, bu yıllar itibariyle sendika üyesi olmadığı ve yürürlükteki TİS’den yararlanmasının mümkün olmadığı hususu gözönünde tutularak yürürlükteki 1475 sayılı İş Yasası hükümlerine göre yıllık izin sürelerini belirleyerek alacağını tespit ettirip çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece davacının TİS gereği hesaplanan sürelere göre yapılan hesaplamanın kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30.6.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.