Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1480 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22142 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : İskenderun 1. İş MahkemesiTarihi : 16/04/2013Numarası : 2013/110-2013/496 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı davalının üst işveren olduğu işyerinden 25.05.2006 tarihinde emeklilik nedeniyle ayrıldığını bildirerek ödenmeyen kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı kendisine husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davacının emeklilik nedeniyle işyerinden ayrıldığından kıdem tazminatına hak kazandığının kabulüyle 6300,00 TL brüt, kıdem tazminatının 25.05.2006 fesih tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından, ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar. Faiz başlangıcında da bu tarih esas alınmalıdır. Somut olayda davacı 23.05.2006 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunmuş, 25.05.2006 tarihinde işyerinden ayrılmış, SGK tarafından 01.06.2006 tarihinde yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Dosya kapsamından davacının yaşlılık aylığına hak kazandığına ilişkin belgeyi davalı olan üst işverene veya dava dışı alt işverene ibraz edip etmediği anlaşılamamaktadır. Yapılacak iş, SGK Başkanlığına müzekkere yazılarak dava dışı alt işverene SGK tarafından davacının yaşlılık aylığına hak kazandığına ilişkin bir yazı gönderilip gönderilmediğini, dava dışı alt işveren tarafından düzenlenen davacının işten çıkış bildirgesinde işten ayrılış kodunun ne olduğu, işten çıkışın hangi sebebe dayandırıldığını sormak, davacıya işten emeklilik nedeniyle ayrıldığına ilişkin işyerine bir belge verip vermediğini açıklattırmak, vermiş ise dava dışı alt işverene müzekkere yazılarak davacının şahsi dosyası istenerek bu dosya da belgenin bulunup bulunmadığını araştırıp faiz başlangıç tarihini buna göre bilerlemektir. Mahkemece bu husus açıklığa kavuşturulmadan eksik inceleme sonucu kıdem tazminatı alacağına fesih tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 31.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.