Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14772 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6914 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : KDZ.Ereğli 1. İş MahkemesiTarihi : 01/02/2013Numarası : 2011/968-2013/97 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine 2-Davacı, davalı işyerinde idari işler saha formeni olarak çalışırken iş akdinin işveren tarafından haksız olarak sonlandırıldığından bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının belirli süreli iş akdi ile çalıştığını bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini ve diğer alacakları ile tüm haklarının ödendiğini, hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iş akdinin haklı nedenle feshini davalını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda, davalı tarafından, dosyaya davacının işe giriş çıkış saatlerini gösterir kayıtlar CD olarak sunulmuştur. Davacının bu kayıtlara bir itirazı olmamıştır. Buna rağmen bilirkişi tarafından bu kayıtlara itibar edilmeden tanık beyanlarına göre fazla mesai hesabı yapılmıştır. Dosyada yazılı bir puantajın olması durumunda, incelemenin öncelikle yazılı delil dikkate alınarak yapılması, yazılı delil bulunmaması durumunda ise takdiri delil olan tanık deliline başvurulması gereklidir. Buna rağmen yazılı delil hiç incelemeden, takdiri delile itibarla hesap yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması isabetsizdir. Ayrıca, davacı tanıkları, fazla mesai yaptıkları durumda bunun bedelinin ödendiğini bildirmiş olmalarına göre, davacının hesap hareketlerinin ilgili bankadan getirtilerek, tahakkuk etmiş bir alacak varsa, bunların ödenip ödenmediği belirlendikten sonra çıkacak sonuca göre fazla mesai hesabı konusunda bir karar verilmesi gerekmektedir. 3-Davacının imzaladığı ibranameye göre,davanın yargılaması sırasında bazı aylara ait ücret ödemelerinin yapıldığı, davalı tarafça sunulan banka dekontlarından anlaşılmaktadır. Davacının alacaklarının hüküm altına alınması sırasında, ödeme belgeleri dikkate alınarak miktar belirlendikten sonra bir hüküm kurulması gerekmektedir. 4- Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, davacının taleplerinden takdiri indirim nedeni hariç, reddedilen kısım olduğu takdirde, reddedilen miktarla sınırlı olmak üzere davalı lehine de avukatlık ücretinin hüküm altına alınması gerekirken bu husus gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30.6.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.