Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1448 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 1364 - Esas Yıl 2007





Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 101 ada 10, 32, 37, 50, 58, 64, 137, 139, 143, 145, 230 ve 234,103 ada 73,77,97,119,147,216,297,313,355 ve 395, 104 ada 42,46,60 ve 64,106 ada 139,111 ada 57,58,60 ve 80, 113 ada 4, 115 ada 7,116 ada 28, 117 ada 20 ve 38, 122 ada 2, 123, ada 62, 127 ada 9,153 ada 10 ve 154 ada 3 parsel sayılı yüzölçümleri tutanaklarında yazılı taşınmazlar davalı olduklarından söz edilerek malikhaneleri açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Davacı Ahmet ve Döne tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı Ö.O.Y. aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davası görevsizlik kararıyla kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine, dava konusu taşınmazların tesbit gibi tesciline karar verilmiş,hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere ve dosya içeriğine göre dava ve temyize konu taşınmazlar davalı olduğundan söz edilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesi hükmü uyarınca malikhaneleri açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Tesbit gününden önce Asliye Mahkemesine açılan el atmanın önlenmesi davası görevsizlik kararıyla kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Dava ve temyize konu taşınmazların tesbit tutanağı içeriğinde belirtilen ve vefat ettiği dosya içeriğinden anlaşılan Mustafa Yılmaz mirasçılarından da söz edildiği tesbit tutanağı içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca tesbit tutanakları içeriğinde adı geçen kişilerin davada taraf olmaları zorunludur. Nevarki mahkemece bu olgu üzerinde durulmamıştır. Kural olarak davada taraf koşulunun oluşturulmamış olması başlı başına bozma nedenidir. Öte yandan mahkemece davacı tarafın davasından feragat ettiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. Kural olarak feragat kabul gibi irade beyanları usulün 151.maddesi hükmü uyarınca yöntemine uyun şekilde belgelendirilmek koşuluyla kuşkusuz kesin hükmün bütün sonuçlarını doğurur. Nevarki tutanağa geçen ve 26.10.2006 günlü dilekçeleri içeriği mahkemece feragat olarak nitelendirilen beyanların içeriği ve kapsamı dikkate alındığında hakkın özünden vazgeçilmediği anlaşılmaktadır. Kaldıki, feragat gibi irade beyanların kayıtsız ve koşulsuz olması gerekir. Mahkemenin açıklanan bu olgular dikkate alındığında gerekçesinde bir isabet bulunmamaktadır. Kaldıki bir an için aksi düşünülse bile sözü edilen beyan ilgilisini bağlar. Dava ve temyize konu taşınmazların kadastro tesbitlerinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesi hükmü uyarınca yapıldığı dikkate alındığında somut olayda aynı yasanın 30/2 maddesi hükmünün de mahkemece resen göz önünde tutulması zorunludur. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle çekişmeli taşınmazların tesbit tutanaklarında adları geçen gerçek kişilerin ölümleri halinde tüm mirasçılarının kimlikleri ilgili Nüfus Müdürlüğünden onaylı nüfus kayıt örnekleri getirtilerek tebliğe elverişli adresleri zabıta aracılığı ile belirlenmeli, bundan sonra adı geçenlere dava dilekçesi ve duruşma günü 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Nizamnamesi uyarınca yöntemine uygun şekilde tebliğ edilmeli, adı geçenler yargılamaya geldiklerinde kendilerinden davaya karşı diyecekleri delilleri sorulup saptanmalı, gösterecekleri deliller toplanmalı, davacıların hakkın özünden vazgeçmedikleri gözönüne alınarak toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmeli,3402 sayılı Kadastro Kanununun 5 ve 30/2 maddesi hükümleri eşliğinde sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz davacıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre de sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,peşin alınan harcın istek halinde ilgililerine iadesine, 27.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.