Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14045 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19119 - Esas Yıl 2014
İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Belediye vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı Belediye’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı, davalı işyerinde servis şoförü olarak çalışırken iş akdini ücret alacaklarının zamanında ve düzenli olarak ödenmemesi nedeniyle haklı olarak feshettiğinden bahisle kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı Belediye, davacının iş akdini kendisinin istifa ederek feshettiğini, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalı davaya katılmamış, cevap dilekçesi de vermemiştir. Mahkemece, davacının davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacının fazla mesai yapıp yapmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir. Somut olayda, davacı davalı işyerinde fazla mesai yaparak çalıştığını ancak ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek fazla mesai ücreti talep etmiştir. Dinlenen davalı tanığı çalışma saatleri konusunda beyanda bulunmamış; davacı tanıklarından ... haftanın 6 günü 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığını, 1 saat yemek molası, 2 defa 15'er dakikalık çay molası olduğunu, ... davacının haftanın 6 günü 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, yarım saat yemek molası olup çay molası verilmediğini, tanık ... ise haftada 6 gün 07.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını yemek ve çay molası olup olmadığını bilmediğini ifade etmişlerdir. Çalışma saatleri konusunda tanık beyanları çelişkilidir. Bilirkişi tarafından ikili hesaplama yapılarak I. seçenekte fazla mesai yapmadığı, II. seçenekte ise haftada 18 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiş ve mahkemece gerekçesi gösterilmeden davacının fazla mesai yaptığı seçeneği hükme esas almıştır. Tanık beyanları arasında çelişki giderilmeden tek tanığın beyanına hangi sebeple itibar edildiği açıklanmadan sonuca gidilmesi hatalı olup bozma nedenidir. O halde davalı Belediye vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı Belediye’ye iadesine, 07.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.