Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1392 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17985 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Kahramanmaraş İş MahkemesiTarihi : 05/02/2013Numarası : 2011/237-2013/78 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, işyerinde finansman bölümünde çalıştığını, 26.01.2011’den itibaren çalışma saatlerinin değiştirildiğini, 08.00-23.00 arası çalışmaya zorlandığını, buna itiraz edenlerin istifaya zorlandığını, önceden hazırlanan istifa dilekçesinin önüne getirilerek imzalatıldığını, hiçbir ailevi sorunun olmadığını istifa etmek suretiyle haklı olarak iş sözleşmesini feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ve bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir Davalı, davacının özgür iradesi ile istifa ettiğini, ayrıca kendisi hakkında disiplinsiz davranışı hakkında tutanak düzenlenmiş olmasına rağmen işten çıkarılma işleminin yapılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı hakkında düzenlenmiş tutanaklar, finansman müdürü ile tartışma, fazla mesai ücret alacağının ödenmediği hususları, davacının istifa iradesinin arkasındaki gerçek ile iş bu yargılama safahatındaki iddiaları birlikte değerlendirildiğinde işyerindeki kıdem süresi itibarı ile tazminat haklarını ortadan kaldıracak şekilde istifa etmesinin hayatın olağan akışına ve günlük iş yaşam tecrübelerine aykırı olduğu ve tüm dava dosyası kapsamı dikkate alınmak sureti ile davacının istifa etmeye zorlandığı ve iş akdinin davacı tarafından haklı olarak feshedilmiş olduğu bu nedenle kıdem tazminatı almaya hak kazandığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında, iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir. İşverenin baskı uygulaması sonucu düzenlenen istifa dilekçesine değer verilemez. İşçinin haklı nedenle derhal fesih nedenleri mevcut olduğu ve buna uygun biçimde bir fesih yoluna gideceği sırada iradesi fesada uğratılarak işverence istifa dilekçesi alınması durumunda da istifaya geçerlilik tanınması doğru olmaz. Bu durumda işçinin haklı olarak sözleşmeyi feshettiği sonucuna varılmalıdır. İstifa belgesindeki ifadenin genel bir içerik taşıması durumunda, işçinin dava dilekçesinde somut sebepleri belirtmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu halde de istifanın ardındaki gerçek durum araştırılmalıdır. Somut olayda davacı işverene, 29.03.2011 tarihinde ailevi nedenlerden dolayı işten ayrılmak istediğine dair kendi el yazısı ile yazdığı istifa dilekçesini vermiştir. Yargılama aşamasında davacı, bu dilekçenin fazla mesaiyi kabul etmemesi üzerine işveren tarafından zorla imzalatıldığını iddia etmiştir. Dinlenen davacı tanıklarının olayda görgüye dayalı bir bilgileri yoktur. Davalı tanıkları ise istifa sürecini bire bir gören kişilerdir. Dosyaya 23.3.2011 tarihli, davacının bilgisayarında muhasebe kayıtlarını bilerek ve isteyerek sildiği bu nedenle şirketini ve görev yaptığı departmanı zor durumda bıraktığına ilişkin tutanak sunulmuştur. Davalı tanığı H.. Ç..bu tutanağı beyanında doğrulamıştır ve davalı tanıkları benzer nitelikte ki beyanlarında, insan kaynaklarında çalıştıklarını, davacının Finansman Müdürü ile tartışıp çok kızgın bir şekilde insan kaynakları birimine geldiğini, istifa edeceğini söylediğini, kendisini vazgeçirmeye çalıştıklarını, ancak dinlemediğini beyan etmişlerdir. İstifa dilekçesi ve davacı hakkında tutulan tutanak aynı tarihlidir. Ayrıca davacının iddiasına göre de fazla mesaiyi kabul etmemesi üzerine işverenin zorla istifa dilekçesi almak istemesi ihtimalinde davacının istifa dilekçesini imzalamasını gerektiren bir durum yoktur, zira işi bırakıp gitme hakkı vardır. Hal böyle olunca davacı hiçbir şekilde istifa dilekçesinin kendisinden zorla alındığını ispatlayamadığından, davacının hukuken geçerli bir istifası bulunduğunun kabulüyle, kıdem tazminatı talebinin reddedilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı tarafa iadesine, 30/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.