Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13896 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14316 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :İş MahkemesiTaraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 28.06.2016 Salı günü belirlenen saatte davalı ... vekili Av.... ile karşı taraftan davacı ... vekili Av ... geldi. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, müvekkilinin 25.06.2007 tarihinden itibaren davalının işlettiği ... ismiyle bilinen değişik işyerlerinde çalışmaya başladığını, depo görevlisi, gece bekçisi, temizlik işçisi olarak çalıştırıldığını, iş akdinin 04.03.2014 tarihinde haklı ve geçerli bir sebep olmaksızın tazminatsız ve bildirimsiz feshedildiğini, aylık ücretinin net 1100,00 TL olduğunu, bekçi olduğu dönemde 20.00-08.00 saatleri arasında; depo görevlisi ve temzlikçi olduğu dönemde ise 08.00-20.00 saatleri arasında 6 gün çalıştığını, ayrıca milli bayram ve genel tatil günlerinde izin yapmadığını iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, zamanaşımı savunmasında bulunduğunu, ücretlerinin tamamının banka kanalıyla ödenip bordrolara eksiksiz yansıtıldığını, davacının 03-04.03.2014 tarihlerinde izinsiz işe gelmediğini, mazereti olup olmadığına ilişkin ihtarname gönderilmesine rağmen haklı bir mazeret bildirmediğini, davacının 12.03.2014 tarihli ihtarnamesindeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bu şekilde haklı bir mazeret bildirmeyen ve işe dönmeyeceği de anlaşılan davacının iş akdinin 4857 sayılı Yasa'nın 25/2 inci maddesi gereği haklı olarak feshedildiğini, bu durumda davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini, davacının çalışmasının haftalık 45 saati geçmediğini, arızi olarak yapılan fazla mesailerin ücretinin de banka kanalıyla ödendiğini, davacının fazla mesai ücreti tahakkuku bulunan ücret bordrolarını ihtirazi kayıtsız imzaladığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde dönüşümlü çalıştığını, davacının çalışması halinde de ücretinin banka kanalıyla ödendiğini, yıllık izinlerini de eksiksiz kullandığını beyanla davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, fazla mesai yapıp milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı vekili, kısmi dava açmış, bilirkişi raporundan sonra ıslah dilekçesi vererek alacakların miktarını arttırmıştır. Davalı vekili, 21.12.2015 tarihinde tebliği üzere 22.12.2015 havale tarihli dilekçesi ile ıslaha karşı süresinde ve usulünce zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Mahkemenin ıslaha karşı yapılan zamanaşımı savunması değerlendirmeyip ıslah zamanaşımından etkilenen alacak bulunup bulunmadığını belirlemeden, bu hususta gerekçede de bir açıklamaya yer vermeden taleple bağlı kalarak fazla mesai, milli bayram ve genel tatil çalışma ücretlerini hüküm altına alması hatalı olmuştur. Islah zamanaşımı alınacak ek hesap raporu ile değerlendirilmeli, talep edilebilir alacakların miktarı belirlenerek talep aşılmadan alacaklar hakkında karar verilmelidir.3-Davacı vekili davacının fazla mesai yaptığını, milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia ederek alacakların tahsilini talep etmiş; mahkeme bilirkişi raporundaki hesaplamalar yerine bulunarak rapordaki alacakların takdiri indirim yapılarak hüküm altına alınmıştır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, giriş çıkışın kayıt altına alındığı işyerinde davacıya ait parmak okutma kayıtlarının bulunduğu 2012 yılı Ağustos ayından 2014 şubat ayına kadar olan dönem için bu kayıtlara göre fazla mesai süresi, milli bayram ve genel tatil çalışması yapılan günler belirlenmiş ise de, bilirkişinin kayıtlı döneme ilişkin hesaplaması açısından rapor denetime elverişli değildir. Kayda dayanan bu dönem bakımından haftalık bazda davacının yaptığı fazla mesai süresi ve ücreti belirlenmeli, fazla mesai tahakkukları mahsup edilmelidir. Milli bayram ve genel tatil günlerinin hangilerinde çalıştığı da yine denetime olanak verecek şekilde belirlenmeli, tahakkuk bulunan tatil günlerinin dışlanıp dışlanmadığı, mahsup sözkonusu ise mahsup gösterilmelidir.Öte yandan, kabul şekli bakımından, 01.01.2013-04.03.2014 tarih aralığındaki fazla mesai ücreti 255,94 TL olduğu halde, toplama hatası yapılarak 378,20 TL olarak belirlenmesi ve davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazının değerlendirilmemesi hatalı olmuştur.4-Davacı vekilince alacakların dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsili talep edildiği halde, kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından talep aşılarak temerrüt tarihinden itibaren faize karar verilmesi hatalı olduğu gibi; davacı vekilinin kıdem tazminatı dışındaki alacakların yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmesi nedeni ile fazla mesai, milli bayram ve genel tatil çalışma ücretlerinin en yüksek banka mevduat faiz oranını aşmamak üzere yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, doğrudan en yüksek banka mevduat faizi işletilmesi bozma nedenidir. O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1.350,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 28.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.