Mahkemesi :İş Mahkemesi Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün süresi içinde duruşmalı olarak davalılarca temyiz edilmiş ise de, davalı ... vekilinin duruşma isteğinin HUMK'nun 438.maddesi gereğince miktardan reddine, davalı ... vekilinin duruşma isteğinin kabulüyle, duruşma için tebliğ edilen 28.06.2016 Salı günü belirlenen saatte davalı ... Ve ... vekilleri Av... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, davacının davalı işverene ait işyerinde, 06/03/2006 – 01/08/2014 tarihleri arasında, aralıksız şekilde vinç operatörü olarak çalıştığını, dava konusu edilen ücret alacaklarının ödenmemesi, ... primlerinin gerçek ücreti üzerinden ödenmeyerek resmi kayıtlarda düşük gösterilmesi ve izni olmaksızın giriş çıkış yapılması sebebi ile hizmet akdini feshettiğini, davacının ...’ndaki çalışma kaydının davalı şirketlerde ve davalıların iş yaptığı başka şirketlerde gösterildiğini, aylık net ücretinin 1.850,00 TL olduğunu, ancak SGK’na eksik bildirildiğini, bankaya yatan kısım ile ilgili açıklamaların “maaş, nakit yatan, virman veya zarfsız yatan” şeklinde olduğunu, işyerinde normal mesai düzeni 08.00-18.00 olmasına rağmen, çalışmanın akşam saat 20.00/22.00’ye kadar devam ettiğini, ayda 2 pazar hafta tatilinde çalıştığını, milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, zamlı ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek, kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, davacının işe habersiz ve izinsiz olarak gelmediğini, devamsızlık üzerine tutanak düzenlenerek gönderilen noter ihtarinda, işe gelmeme sebebini bildirmesi, aksi halde iş akdinin haklı sebeple feshedileceğinin bildirildiğini, davacının buna rağmen belge sunmadığını, kendisi ile şifahi olarak yapılan görüşmede iş bulduğunu ve işe dönmeyeceğini söylediğini, davacının her iki şirkette de çalıştığının doğru olduğunu, ancak bu durumun yapılan ihaleli işlerin süreli olmasından kaynaklandığını, bir şirketin aldığı ihale süresi bitip, diğer şirketin işine başlandığında, davacının da bu şirket kayıtlarında görünmeye başladığını, bunda kötüniyet olmadığını, zira davacının haklarına halel gelmemesi için, her iki şirketteki çalışmalarının da gözetildiğini, davacının esasen 26/07/2010 tarihinde de işten ayrılmak istediğini ve kendisine her iki şirketteki hakları dikkate alınarak kıdem tazminatı ödendiğini, davacının da her iki şirketi ibra edecek şekilde 26/07/2010 tarihli ibraname verdiğini, bu tarihten önceki taleplerinin mesnetsiz olduğunu, davacının daha sonra yeniden işe alındığını, fesih sebebinin haklı nedene dayanmadığını, davacının bordroları ihtirazi kayıtsız imzaladığını, fazla mesai, milli bayram ve genel tatil günlerinde ve hafta tatilinde çalışmış ise ödendiğini beyanla davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının davalılar nezdinde toplam 8 yıl 4 ay 11 gün çalıştığı, banka hesabına yatırılan aylık tutarlar dikkate alındığında fesih tarihindeki ücretinin net 1850,00 TL olduğu, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, kıdem tazminatına hak kazandığı, hafta tatillerinde, milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, fazla mesai yaptığı, bordrolardaki fazla mesai tahakkuklarının ücretin parçası olduğu gerekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Fazla mesai ve hafta tatili ücretleri açısından taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır. Fazla mesai yaptığını, hafta tatillerinde çalıştığını iddia eden işçi, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. İddianın tanık anlatımları ile ispat edilmeye çalışılması halinde ise, tanıkların aynı dönemde işyerinde iddia sahibi işçi birlikte çalışmış, süreklilik arzeden çalışma düzenini ve biçimini görmüş, gözlemiş olmaları gerekir. Çalışma düzenini bilmeyen, bilmesi mümkün olmayan tanık beyanlarına itibar edilemez. Somut olayda, davacı vekili, davacının hafta tatillerinde çalıştığını, fazla mesai yaptığını iddia ederek bu alacakların tahsilini talep etmiş; bilirkişi raporunda, davacı tanık beyanlarına göre, davacının ayda iki hafta tatilinde çalıştığı, hafta tatilinde çalıştığı haftalar haftalık 15 saat; hafta tatilini kullandığı haftalar haftalık 13,5 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hafta tatili ve fazla mesai ücreti hesaplanmış, mahkemece takdiri indirim yapılarak alacaklar hüküm altına alınmıştır. Beyanı hesaplamalara esas alınan davacı tanıklarından Ferit Şahan davacı ile 2004-2008 yılları arasında birlikte çalışmış olup bu tanığın çalıştığı süre zaman aşımına uğrayan dönem içinde kalmaktadır. Diğer davacı ... ise, 2014 yılında Ocak ayında çalışmaya başlamıştır. Bu nedenle davacının iddiasını ancak tanığı Basri'nin kendisi ile birlikte çalıştığı dönemle yani 2004 Ocak-Ağustos ayları arasındaki dönemle sınırlı olmak üzere ispat ettiği kabul edilerek bu dönem için şimdiki gibi fazla mesai ve hafta tatili ücreti hesaplanmalıdır. Geri kalan hesap dönemi yani 05.12.2009-31.12.2013 tarihleri arasındaki dönem bakımından ise, davalı tanıklarının beyanları bir değerlendirmeye tabi tutularak davacının fazla mesai yapıp yapmadığı, hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı belirlenmeli ve buna göre hesap edilecek alacaklar hüküm altına alınmalıdır. O halde davalıların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine,Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına takdir olunan 1350,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 28.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.