Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13636 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22922 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 19/02/2015Numarası : 2012/445-2015/195 Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davacı tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 07.07.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davacı H.. Y.. vekili Av.T...K... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü: 1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2.Davacı vekili, 01/11/1991-11/06/2012 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız feshedildiğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma, yıllık izin ve kötüniyet tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda, davacı ve davalı tanıklarının ortak beyanlarından davacının yaz ve kış günlerinde eczanenin resmi açılış kapanış saatleri arasında haftada 5 gün çalıştığı, ayrıca eczanenin nöbetçi olduğu günlerde de nöbetçi kaldığı, Türk Eczacıları Birliği Odası tarafından gönderilen yazıya göre eczanenin yaz döneminde 08:00-19:30, kış döneminde ise 08:00-17:30 saatleri arasında açık olduğu anlaşılmaktadır. Kış döneminde haftada 5 gün çalışıldığında fazla çalışma alacağı çıkmayacak ise de nöbetçi kalınan günlerde 24 saat nöbet tutulduğunda ertesi gün izinli olunsa dahi fazla çalışma alacağının bulunacağı açıktır. Yaz dönemlerinde ise haftada 5 gün 08:00-19:30 saatleri arasında çalışıldığında 1,5 saat ara dinlenme indirildiğinde haftada 50 saat çalışılacağı ve yine nöbet hariç 5 saat fazla çalışma yapılacağı açıktır. Mahkemece tanık beyanları ve Oda yazı cevabı doğrultusunda yaz ve kış dönemi nöbetçi kalınan günler de hesaba dahil edilerek fazla çalışma alacağına hükmedilmesi gerekirken alacağın reddi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davacı taraf yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07/07/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.