Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2-Davacı, davalılardan asıl işveren ... için alt işveren diğer davalı Trenkwalder ... nezdinde park ve bahçe işlerinde çalışmakta iken 13/05/2014 tarihinde hiçbir gerekçe gösterilmeden ve haklı neden olmadan iş akdinin sona erdirildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalı ..., davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava konusu alacakların belirli olması nedeniyle belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, davacının işçilik alacaklarından ... sorumlu olduğunu, 6360 sayılı Yasa'nın 7. maddesi uyarınca Büyükşehir Belediyesinin yetki alanındaki mahalleleri ilçe merkezine bağlayan yollar, meydan, bulvar, cadde ve ana yolları yapmak, yaptırmak, bakım ve onarımı ile bu yolların temizliği işinin Büyükşehir Belediye Başkanlığına geçtiğini, davacının da ara vermeden ... ihaleyi kazanan dava dışı alt işverende aynı işte çalışmaya devam ettiğini, iş sözleşmesi sona ermediğinden kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretine hak kazanamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.Davalı ..., davacının kendi işçileri olmadığını ve diğer davalı şirkette çalıştığını, davacının belediye nezdinde doğmuş ve doğacak herhangi bir hak ve alacağının olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece; davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi olduğu tespit edilmiş ve davacının iş akdinin davalılarca haklı neden olmadan feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacı işçinin kullandırılmayan izin ücretlerinin hesaplanması konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. 4857 sayılı İş Kanununun 54. maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi gerekir. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün olmaz. Ancak, önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri de aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan arta kalan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz. Somut olayda, davacı davalı işyerinde 7 yıl 10 ay 21 gün çalışmış olmasına rağmen 8 yıl çalışmış gibi yıllık izin ücreti alacağı hesaplayan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 16.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.