T.C.YARGITAY7. Hukuk DaireMahkemesi :İş MahkemesiTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre davalı ... Genel Müdürlüğü'nün tüm, davalı ...'nın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,2-Davacı, davalı işyerinde 2001 yılında kadroya geçmeden önceki dönem mevsimlik işçi olarak çalıştığı hizmetlerinin kıdemine sayılmadığını, 6111 sayılı Yasa ile Karayolları Genel Müdürlüğüne devredildiğini, 2011-2013 yıllarını kapsayacak 3. Dönem TİS’in geçici 4. maddesi gereği önceki işyerlerinde geçen çalışmaların da davalı işyerinde geçmiş gibi kabul edileceğine dair düzenleme gereği derece ve kademelerinin tespiti ile yeni derece ve kademeleri dikkate alınarak ilk kadroya geçişlerinden itibaren TİS’den kaynaklanan ücret farkı, yıpranma primi, ilave tediye farkı, ikramiye farkı alacağının ödetilmesini istemiştir. Davalılar ayrı ayrı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davacının bilirkişi tarafından hesaplanan mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönem yönünden hak ettiği derece ve kademenin tespiti ile yeni derece ve kademeye göre alması gereken ücret farklarının davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilerek Dairemizin 01.12.2014 tarihli kararı ile özetle “Somut olayda mahkemece, hüküm altına alınan alacaklar yönünden toplam rakam yazılmak suretiyle hüküm kurulmuştur. Ancak bu, usul ve yasaya aykırı bir yazım tekniğidir. Bu nedenle, mahkemece gerekirse davacıya talepleri tek tek açıklattırılıp buna göre her alacak ile ilgili ayrı ayrı hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesi gerekmektedir. Kabul şekli bakımından da; somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının davalı işyerinde mevsimlik işçi olarak 4 yıl 10 gün çalışmasının bulunduğunu, bu çalışmaya karşılık olarak her iki yılda bir derece ve her yıl bir kademe alacağını, davacının eklenmesi gereken derece ve kademesinin 2/4 olduğunu, ilk intibakının 1/1 derece ve kademe yerine 3/5 olması gerektiği 01.03.2012 tarihi itibariyle olması gereken derece ve kademesinin 8/16 olarak tespiti gerektiği belirtilerek zamanaşımı savunmasına göre dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için alacak hesabı yapılmıştır. Yasal olarak davacının tam bir yıl çalışmasının karşılığı 1 kademedir. Davacının mevsimlik işçilikte geçen çalışma süresine göre eklenen derece ve kademe doğru ise de; bilirkişi tarafından hesaplamalara esas alınan yevmiyelerin TİS ekinde bulunan cetveldeki rakamlarla örtüşmediği, daha düşük rakamlar baz alınarak hesaplama yapıldığı bu nedenle de davacının alacaklarının eksik yevmiyelere göre hesaplandığı bu uygulama hatası nedeniyle hesaplamaların tamamının yeniden yapılması gerektiği açıktır. Yapılacak iş, davacının doğru olarak tespit edilen eklenmesi gereken derece ve kademesinin uygulamasını yeniden yaptırarak TİS ekindeki cetvele uygun yevmiyeler baz alınarak alacaklarının hesaplatmaktır. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yıpranma primi alacağından takdiri indirim yapılmadığı ve bu hususun mahkemenin takdirine bırakıldığı bildirilmiş olup, mahkemece herhangi bir indirim yapılmadan hesaplanan meblağ hüküm altına alınmıştır. Her ne kadar davacı vekili talep artırım dilekçesinde, takdiri indirim yapılmasının zorunluluk olmadığı gibi davacı için haksızlık olacağını bildirmiş ise de, aynı mahkemede hükme bağlanan ve başka bir bilirkişi tarafından raporu hazırlanan birçok dosyada davacılar aleyhine olarak yıpranma prim alacağından %30 takdiri indirim yapılmış ve bu kararlar davacılar tarafından itiraz edilmeyerek bu yönüyle kesinleşmiştir. Hal böyle olunca, aynı işyerine aynı işi yapan işçiler yönünden bilirkişiye göre değişen ve birbirine zıt uygulamaların yerleşmesi uygulama birliğini ve adalet duygusunu incitecek sonuçlara sebep olacaktır. Bu nedenle, davacının yıpranma prim alacağı hakkında, alacağın uzun bir süre için hesaplanması ve davacının izinli ve raporlu olduğu zamanların bulunacağı gözönünde tutularak Yargıtay’ca takdiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almış olması nedeniyle uygun görülecek oranda bir takdiri indirimin yapılmaması doğru olmamıştır.Mahkemece, karar tarihinde yürürlükte bulunan 2014 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınmadan bir yargı kararına atıfla davacı yararına dilekçe yazım ücreti tutarında avukatlık ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.” gerekçeleri ile bozulmuştur.Mahkeme bozma ilamına uymuş, davacının dava tarihinde 8. derecenin 16. kademesinde olduğunun tespiti ile TİS ekindeki cetvele uygun yevmiyeler baz alınarak alacakları yeniden hesaplanan bilirkişi raporu hükme esas alınmış, yıpranma primi alacağından %30 takdiri indirim yapılarak her alacak kalemi için ayrı ayrı hüküm kurulmuş, karar tarihinde yürürlükte bulunan 2014 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınarak vekalet ücretine hükmedilmiştir.Davacı davasını belirsiz alacak davası olarak açmış, 9/12/2013 tarihli bilirkişi raporunun üzerine miktar artırım dilekçesi vererek toplam 5.364,94 TL talep etmiş ve alacağını belirli hale getirmiştir.Kararın bozulmasından sonra alınan yeni bilirkişi raporunda alacak miktarının yüksek çıkması üzerine artık belirli hale getirdiği alacak miktarını yeniden artırması mümkün değildir. Davacının ilk artırım dilekçesine göre sonuca gitmek gerekirken usulsuz artırım dilekçesi dikkate alınarak hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalı ... Belediyesine iadesine, 16.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.