Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 135 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17210 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Adana 6. İş MahkemesiTarihi : 21/03/2013Numarası : 2012/589-2013/141 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette hazır beton işinde mikser operatörü olarak 2010 yılında çalışmaya başladığını,son aylık ücretinin net 1.286,00 TL olduğunu, davacının haftanın 7 günü sabah 06.30'dan akşam en erken saat 22.00'ye kadar çalıştığını, daha erken başladıklarının olduğu gibi çok zaman daha geç saatlere kadar çalıştıklarının da olduğunu, dini, milli bayramlarda ve resmi tatillerde çalıştığını, davacı ve diğer işçilere baskı ile kağıtlar imzalattırıldığını ,iş akdinin 28.06.2011 tarihinde işlerin ağır olması ve bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle iş akdinin müvekkili tarafından feshedildiğini ileri sürerek fazla mesai ve tatil ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının çalışma saatlerinin daha kısa olduğunu, kış mevsiminde ve bilhassa yağmurlu günlerde mesai yapılmadığını, daha erken saatlerde işten çıktıklarını,hafta tatilini kullandığını, davacıya 515.00 TL ödendiğini,davalı işverenin ibra edildiğini ve hiç bir hak ve alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda; davalı tarafça sunulan ücret bordolarında davacı lehine fazla çalışma ücreti tahakkuk ettirildiği ve anılan bordroların davacı tarafından ihtirazi kayıt konulmaksızın imzalandığı görülmüştür. Davacı bordrolarda gösterilenden daha fazla çalışma yaptığını yazılı delille ispatlayamamıştır. Yapılacak iş, ücret bordrolarında fazla çalışma ücret alacağı tahakkuku olan aylar dışlanarak alacak hesaplanmalı, çıkacak miktardan ayrıca ödenen 515.00 TL mahsup edilerek çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.