Mahkemesi : Manavgat İş MahkemesiTarihi : 24/12/2012Numarası : 2012/391-2012/739 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı, davalıya ait işyerinde 01/08/1995 tarihinden işten çıkartıldığı 22/05/2012 tarihine kadar çalıştığını, çalıştığı süre boyunca işveren tarafından milyonlarca liralık kredi kartının, bankaya gönderilen binlerce liranın teslim edildiğini, işyeri dışında bir başka işyerinde otururken kağıt parçası olarak yanlışlıkla o işyerine ait masadaki parayı aldığından bahisle durumu öğrenen işverenin kendisinden istifa etmesini istediğini ve üzerinde bulunan davalıya ait emanetinde bulunan zimmetindeki şeyleri geri aldığını, ertesi gün görüşmeye gittiğinde işyerine alınmadığını, olayın olduğu tarihten 6 gün geçirilerek iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı, 21/05/2012 tarihinde Ü.. O.. isimli işyerinde masa üzerinde duran paranın kaybolması üzerine kamera kayıtlarının incelenmesi sonrasında parayı davacının aldığının görülmesi üzerine durumun 22/05/2012 tarihinde şirket yetkililerine iletildiğini, aynı gün şirkete gelen davacıya kamera kayıtları izletilip savunmasının alınmasında davacının " ben onu kağıt sanıp aldım " dediğini, savunması yerinde görülmeyen davacıdan şirketin kredi kartları ve paralarının geri alındığını, istifa edeceğini bildiren davacının 2 gün işe gelmediğini, 25/05/2012 tarihinde 2 gün rapor aldığını, işe başlaması gereken günde işe başlamaması ve verilen görev nedeniyle davacıya olan güven sarsıldığından 28/05/2012 tarihinde iş akdinin feshedildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının yapmış olduğu bildirilen eylemin davalıya ait işyerinde meydana gelmediği, yasal düzenleme ve Yargıtay kararlarına göre işçinin sadakat borcuna aykırı eylemleri arasında gösterilen hırsızlık olayının işyerinde meydana gelmesi gerektiği, işçinin işyeri dışında işlediği iddia edilen suçtan dolayı gözaltına alınması ve tutuklanması halinde ise 4857 sayılı Kanun'un 17.maddesinde bildirilen sürenin, davacının hizmet süresine göre 56 günün geçmesi gerektiği, işverenin bu durumda derhal fesih hakkı geçerli bir neden olarak değerlendirildiğinden işverenin ihbar tazminatından sorumlu tutulmamasına karşılık kıdem tazminatını ödemesi gerektiği, bu durumda davacının iş akdinin davalı işveren tarafından geçerli bir neden olmadan ve haklı bir nedenle feshedilmediği, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı karar verilmiştir. İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. Somut olayda; davacının davalı işyerinde satın alma şoförü olarak çalıştığı ve davalının ödeme işlemleri ile ilgilendiği sabittir. 21.05.2012 tarihinde davacının dava dışı bir işyerine gittiği, otururken işyerindeki masanın üzerinde bulunan 100.00 TL parayı aldığı, işyeri sahibinin parayı bulamaması üzerine komşu işyeri kamera kayıtlarının izlendiği, davalı işyeri çalışanı olan davacının parayı aldığının tespit edildiği, davalı işyerine durumun bildirilmesi üzerine davalı işyeri tarafından söz konusu işyeri zararının karşılandığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından ve olay tutanağından davacının söz konusu işyerine davalı işverenin işi için gittiği anlaşılmakta olup davacı tarafça da aksi iddia edilmemiştir. Olaya ilişkin kamera kayıtları ile davacının tevil yollu beyanından davacının parayı aldığı sabittir. Davacının yaptığı iş ve davalı işi için gittiği işyerinde hırsızlık yapması nedeniyle iş akdinin davalı tarafça feshi haklı nedene dayanmaktadır. Feshe konu olay 21.05.2012 tarihinde gerçekleşmiş, davalı olayın 22.05.2012 tarihinde davalı işyerine bildirildiğini ihtarnamede ve cevap dilekçesinde bildirmiş olup davalı feshi 6 işgünü içinde 28.05.2012 tarihinde yapılmıştır. Davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.