Mahkemesi : Adana 6. İş MahkemesiTarihi : 21/03/2013Numarası : 2012/380-2013/142 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette mikser operatörü olarak 18.12.2007 - 21.08.2010 tarihleri arası sürekli çalıştığını, iş akdinin işveren tarafından sona erdirildiğini,net aylığının 1.024,00.TL olduğunu, haftanın 7 günü sabah 06.30'dan akşam en erken saat 22.00'ye kadar çalıştığını,daha erken başladıklarının olduğu gibi çok zaman daha geç saatlere kadar çalıştıklarının da olduğunu,dini ve milli bayramlarda çalıştığını,yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, davacı ve diğer işçilere baskı ile kağıtlar imzalattırıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının davalı şirkette ilk olarak 18.12.2007 tarihinde işe başladığını, 01.09.2008 tarihinde istifa ederek ayrıldığını, istifa dilekçesini davalı şirkete sunarak ibraname verdiğini, 15.11.2008 tarihinde tekrar işe başladığını ancak 25.05.2009 tarihinde işten ayrılan davacıya ihbar tazminatı olarak 612,07 TL ödendiğini,03.07.2009 tarihinde yeniden işe alındığını, görevi devam ederken kullanmış olduğu ..........plaka sayılı aracın arızalarının defalarca sorulmasına rağmen işyerine bu bildirimi yapmadığını,bunun üzerine 6 günlük süre içinde İş Kanunu 25/II-h hükmü gereğince iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini,sözleşmesi işveren tarafından haklı nedenle feshedilmesine rağmen 03.07.2009-20.07.2010 tarihleri arasındaki çalışmalarına karşılık 919,63 TL kıdem tazminatı, 695,86.TL ihbar tazminatı, 307,00 TL yıllık izin ücreti olmak üzere toplam 1.922,49.TL ödeme yapıldığını, işyerinde yapılan fazla mesailerin ve ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin bordrolara yansıtılmak suretiyle ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin ihbar tazminatı alacağının bulunup bulunmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Somut olayda davacıya 15.11.2008-25.05.2009 tarihleri arasındaki çalışmasına karşılık 612.07 TL ihbar tazminatı ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 2 yıl 3 ay 10 gün çalıştığının kabulü ile 42 günlük ihbar tazminatı alacağı hesaplanmış ,bu miktardan ödenen 612.07 TL faizsiz olarak mahsup edilmiştir. Mahkemece,davacıya 15.11.2008-25.05.2009 tarihleri arasındaki çalışmasına karşılık ödenen 612.07 TL ihbar tazminatının ödeme tarihinden fesih tarihine kadar olan yasal faizi ile birlikte hesaplanan miktardan mahsup edilmek suretiyle davacının ihbar tazminatı alacağının belirlenmesi gerekirken bu yön gözetilmeyerek anılan bilirkişi raporuna itibar ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda ;Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sunulan ücret bordrolarında tahakkuk bulunan aylar için bordrolardaki fazla mesai süreleri esas alınmak ve tahakkuk bulunmayan dönemler için de 21 saat fazla mesai yaptığının kabulü ile davacının fazla mesai ücret alacağı hesaplanmış ve yine bu miktardan tahakkuku bulunan aylar için yapılan ödemeler mahsup edilmiştir. Dairemizin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre işçinin ihtirazi kayıtsız imzaladığı bordolarda yazılı olandan daha fazla çalıştığını yazılı belge ile ispatı gerekmektedir. Davalı tarafça sunulan ücret bordolarında davacı lehine fazla çalışma ücret alacağı tahakkuk ettirildiği ve anılan bordroların davacı tarafından ihtirazi kayıt konulmaksızın imzalandığı görülmüştür. Davacı bordrolarda yazılı olandan daha fazla çalıştığını eşdeğer yazılı delil ile ispat edememiştir. O halde yapılacak iş, davacının ihtirazı kayıtsız imzaladığı fazla mesai tahakkuku bulunan aylar dışlanmak sureti ile fazla mesai tahakkuku bulunmayan aylar için davacının davaya konu fazla mesai ücretini hesaplattırmak ve çıkacak sonuca göre karar vermektir. Mahkemece bu yön gözetilmeyerek hatalı bilirkişi raporuna itibar ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur. 4-Davacı işçinin ulusal bayram, genel tatil ücret alacağının bulunup bulunmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen ulusal bayram ve genel tatil alacağının ödendiği varsayılır. Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak,ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığının bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılıp çalışılmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında ulusal bayram ve genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin ulusal bayram ve genel tatil alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda davacı dini ve milli bayramlarda çalıştığını iddia ederek ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı talebinde bulunmuştur. Dinlenen davacı tanıkları davacının Ramazan Bayramı ile diğer genel tatillerde çalıştığı, davalı tanıkları ise dini bayramlarda çalışma olmadığı, diğer genel tatil ve resmi bayramlarda çalışıldığı yönünde beyanda bulunmuşlardır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanıklarının beyanları esas alınarak davacının Ramazan Bayramı ile milli bayramlar ve resmi tatillerde çalıştığının kabulü ile ulusal bayram ve genel tatil alacağı hesaplanmıştır. Ancak davacı tanıklarının davacı ile aynı konuda aynı işverene karşı davaları mevcut olup aynı konuda açtığı davası bulunan ve davacı ile menfaat birliği içinde olan kişilerin tanıklığına itibar edilmesi mümkün değildir. Yapılacak iş , dini bayramlar dışındaki çalışmaları esas alınarak davacının ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağını hesaplattırmak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.