Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1332 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22323 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi : Antalya 4. İş MahkemesiTarihi : 08/05/2014Numarası : 2013/4-2014/207 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalı işyerinde 10.05.2000-11.12.2012 tarihleri arasında kahve otomatı bakım-tamir elemanı olarak çalıştığını, iş akdinin kendisi tarafından davalı aleyhine tanıklık yapması nedeniyle ücretinin elden alınan kısmının ve yemek ücretinin ödenmemesi nedeniyle feshedildiğini bildirerek kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti ve bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin ödenmeyen yıllık izin ücreti alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 59'uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda bilirkişi tarafından davacının yıllık izin ücreti hesaplanırken, tüm yıllık izin hakedişleri hesaplanıp, kullanılan izinler mahsup edildikten sonra 7 günlük yıllık izin ücreti alacağı olduğu sonucuna varılmıştır. Oysa bilirkişi tarafından hesaplama yapılırken 2012 yılına ait 03.08.2012- 07.08.2012 tarihleri arasında 4 gün 19.10.2012-22.10.2012 tarihleri arasında 3 gün 30.1.2012-4.2.2012 tarihleri arasında 6 gün olmak üzere toplam 13 gün izin kullandığı belirtilerek hesaplama yapılmıştır. Söz konusu döneme ait izin belgeleri incelendiğinde davacının 23.07.2012-07.08.2012 tarihleri arasında 14 gün izin talep ettiği ve izne olur verildiği tespit olunmuştur. Bu durumda davacının 2012 yılına ilişkin izinlerini kullandığı, herhangi bir izin alacağı kalmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu husus gözetilmeden davacının yıllık izin ücreti talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.