Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13248 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19976 - Esas Yıl 2016
T.C. YARGITAY 7. Hukuk DairesiMahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Dava Türü : AlacakYARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı, davalı ... Başkanlığına bağlı .... çalıştığını, 20.01.2010 tarihli fesih bildirimi ile gerekçesiz ve haksız nedenle iş akdinin sonlandırıldığını iş yerinde 30 işçi çalışmadığından işe iade davası açamadığını, iş akdi feshedildikten 15 gün sonra yerine başka işçi alındığını iddia ederek kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, haksız açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece,... odasında görevli davacının iş sözleşmesinin görülen lüzum üzerine gerekçesiyle ve başkaca bir sebep gösterilmeksizin davalı yanca feshedildiği, ... kayıtlarına göre fesih tarihi itibariyle iş yerinde 30 un altında çalışan işçi sayısı bulunduğu tespit edilmekle davacının iş güvencesi uygulama alanı dışında olduğu, 4857 sayılı İş Kanununun 17.maddesinde yasal dayanağını bulan kötü niyet tazminatının TMK'nın 2.maddesindeki dürüstlük kuralının bir yansıması olduğu, buna göre herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uyması gerektiği, dinlenen tanık beyanlarına göre davacının işten çıkarılmasını gerektirir haklı bir sebebin bulunmadığı, davacı işten çıkartıldıktan sonra kendisi ile aynı işi yapacak olan başka bir kişinin davalı tarafça istihdam edildiği, bu nedenle fesih hakkının davalı tarafça kötüye kullanıldığı ve davacının lehine kötü niyet tazminatının koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir. Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir. Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasanın 17 nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir. 1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir. Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Yasanın 17 nci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır. Somut olayda, davacı işçinin iş akdinin davalı işveren tarafından yukarıda anlatılan şekilde kötüniyetle feshedildiği hususu ispat edilememiştir. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması hatalı olmuştur. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 14/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.