Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1321 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15810 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi : Konya 2. İş MahkemesiTarihi : 13/06/2014Numarası : 2013/132-2014/295 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı, davalı işyerinde 10.04.1995-11.03.2013 tarihleri arasında elektrik malzemeleri üretim işçisi-sevkiyat şefi v.s olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız ve geçersiz şekilde feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacının hizmet süresi uyuşmazlık konusudur. Somut olayda, davacı 1995-2013 yılları arasında aralıksız olarak davalı işyerinde çalıştığını iddia etmiş, bilirkişi tarafından davacının 09.07.2004-30.11.2004 tarihleri arasında çalıştığı .......... sicil numaralıişyerinin kime ait olduğu anlaşılamadığından bahisle bu dönem dışlanmak suretiyle davacının hizmet süresi hesaplanmıştır. Oysa SGK'dan ve gerekirse ilgili yer Ticaret Sicil Müdürlüğünden sözkonusu dönemde davacının çalıştığı işyerinin kayıtları istenmeli, bu işyerinin kime ait olduğu araştırılarak davacının hizmet süresi belirlenip işçilik alacaklarının hesabında bu süre esas alınarak çıkacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin eksik araştırma ile karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. 3- Fazla çalışma ve hafta tatili ücretinin uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak şekilde bir indirime gidilmemelidir. Somut olayda bilirkişi tarafından fazla çalışma ve hafta tatili ücreti hesaplanırken; dosya kapsamına göre bu çalışmaların karşılığının elden ödendiğinin anlaşılmasına göre hakkaniyet indirimi hesaplaması terditli olarak 10'ar puan arttırılarak %40'dan başlamak suretiyle %70'e kadar hesaplanarak mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Mahkemece her ne kadar gerekçeli kararda değinilmemiş ise de bilirkişinin görüşü benimsenmek suretiyle %50 oranında hakkaniyet indirimi uygulanmış olan seçenek hüküm altına alınmıştır. Fazla çalışma yapıldığının ve hafta tatillerinde çalışıldığının ispat külfeti davacı, bunların karşılıklarının ödendiğinin ispat külfeti davalı üzerindedir. İşveren işçilik alacaklarının ödendiğini ancak yazılı belge ile ispat edebilir. Yapılan fazla çalışma ve hafta tatili çalışmasının karşılığının elden ödendiğine ilişkin tanık beyanlarına değer verilemez. Tanıkların bu yöndeki beyanları ancak kendileri açısından bağlayıcı olup tanıkların açabilecekleri davada dikkate alınabilir. Hakkaniyet indirimi hakkın özünü ortadan kaldıracak şekilde yapılamaz. Daha makul bir oranda indirim yapılmak üzere karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.