Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13172 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22224 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Dava Türü : Alacak Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı ve ihbar olunan ... vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: I-İhbar olunan ... 'nin temyizi yönünden; 6100 sayılı HMK'nun 297/1-b maddesine göre tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerinin hükümde yazılması gerekir. Bir davada ancak bu davanın tarafları hakkında (tarafların lehinde veya aleyhinde) hüküm verilebilir. Davada taraf olmayan üçüncü kişiler hakkında (o davada)hüküm verilemez. Bir davada taraf olmayan (üçüncü) kişiler adına hüküm verilemeyeceği gibi, üçüncü kişilerin hakları gözetilerek de karar verilemez. HMK'nun 61-64.maddelerine göre dava ihbar olunan gerçek ve tüzel kişi, davada taraf sıfatını kazanamaz. Bir davada hüküm, davanın tarafları arasında kurulur. Bu nedenle hükmü temyiz etme hakkı davada taraf olan kişilere aittir. Kural olarak kendisine dava ihbar olunan davaya katılmadıkça (müdahil olmadıkça) mahkemece verilen kararı temyiz etme hakkı yoktur. Ancak, mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak taraf sıfatını almayan dava ihbar olunan kişi hakkında hüküm kurulmuşsa, ihbar olunan hükmün kendisiyle ilgili bölümünü temyiz edebilir. Somut olayda dava davalının talebi üzerine üç şirkete ihbar olunmuş, mahkemece davalı yanında, davalı tarafından dava ihbarı olunan ... ve ...de karar başlığında dahili davalı olarak gösterilerek kıdem tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir. O halde ihbar olunan ve kararı temyiz eden...'nin bu yönü amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. II- Kabule göre de: 1-Davacı, davalı işyerinde sekreter olarak çalışırken iş akdini evlilik nedeniyle feshettiğinden bahisle kıdem tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı, davacının kendi işçisi olmadığından davanın husumetten reddini, işin esası yönünden de işi kendisinin bıraktığını bu nedenle kıdem tazminatı talep hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının kabulü ile kıdem tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, sayılı ilamı). Mahkemece, kıdem tazminatı hüküm altına alırken bilirkişi raporunda belirtilmesine rağmen alacak miktarının “net” olarak mı, yoksa “brüt ” olarak mı hüküm altına alındığını belirtmeyerek infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurmuş olması da doğru olmamıştır. 2- Davacı yararına avukatlık ücretine hükmedilip edilmeyeceği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Kural olarak, davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise, vekâlet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir. Somut olayda davacının bir vekili olmamasına rağmen hüküm fıkrasında “Kendisini avukat marifetiyle temsil ettiren davacı yararına, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca takdir edilen 1.320,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş olması da yanlış olmuştur. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ..nün tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ihbar olunanların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı ile ihbar olunan ...'ne iadesine, 29/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.