Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13151 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23433 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Mersin 3. İş MahkemesiTarihi : 02/07/2013Numarası : 2012/430-2013/298 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı S.. Y.. vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı işyerinde kurye olarak çalıştığını, sözleşmenin haksız olarak işveren tarafından sonlandırıldığını belirterek kıdem, ihbar tazminatı ile birtakım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı S.. Y.., davanın reddini davalı Yurtiçi Kargo ise, davacının S.. Y..’ın işçisi olduğunu husumet yokluğundan davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın davalı Yurtiçi Kargo yönünden reddine, davalı S.. Y.. yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalılar arasında alt işverenlik ilişkisinin olup olmadığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır. 4857 sayılı Kanunun 2/6. Maddesinde: "....... Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. İşyerinin tamamının veya bir bölümünün hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devri işyeri devri olarak tanımlanabilir. 4857 sayılı Kanunun 6. maddesinde, işyerinin bir bütün olarak veya bir bölümünün hukukî bir işleme dayalı olarak başkasına devri halinde mevcut iş sözleşmelerinin devralana geçeceği düzenlenmiştir. Bu anlatıma göre, alt işverence asıl işverenden alınan iş kapsamında faaliyetini yürüttüğü işyerinin tamamen başka bir işverene devri 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesi kapsamında işyeri devri niteliğindedir. Süresi sona eren alt işverenle yeni ihaleyi alan alt işveren arasında açık biçimde işyeri devrini öngören bir sözleşme yapılması da imkân dahilindedir. Alt işverenin değişmesine rağmen yeni alt işveren nezdinde işyerinde çalışmaya devam edecek olan işçilerin belirlendiği hallerde, sözü edilen işçiler bakımından iş sözleşmelerinin devralan işveren geçtiği tartışmasızdır. Ancak yeni alt işverende çalışacak olan işçiler arasında gösterilmeyen ve süresi sona eren alt işveren tarafından başka bir işyerinde çalıştırılmak üzere bildirimde bulunulmayan işçilerin iş sözleşmelerinin devreden alt işveren tarafından feshedildiğini kabul etmek gerekir. Alt işverenin asıl işverenle akdettiği çalışma süresinin sonunda veya süresinden önce alt işverenin, ilişkisin sonlandırılması nedenine dayalı olarak tüm işçilerine başka işyeri göstererek işyerinden ayrılması, ardından işin asıl işveren tarafından başka bir alt işverene verilmesi örneğinde alt işverenler arasında hukukî bir ilişki bulunmamaktadır. Hukukî ilişki, alt işverenler ile asıl işveren arasında gerçekleştiğinden belirtilen durum alt işverenler arasında işyeri devri olarak değerlendirilemez. Alt işverenlerin değişmesi en yaygın biçimde, süresi sona eren alt işverenin işyerinden ayrılması ve işçilerin yeni alt işveren nezdinde çalışmaya devam etmeleri şeklinde gerçekleşmektedir. Bu eylemli durumun işyeri devri niteliğinde olup olmadığının tespiti ile hukukî sonuçlarının belirlenmesi önemlidir. Alt işverenlerin değişiminde olması gereken, süresi sona eren alt işverenin işyerinden ayrılması anında işçilerini de beraberinde başka işyerlerine götürmesi veya iş sözleşmelerinin sona erdirilmesidir. Bunun tersine alt işveren işçilerinin alt işverenin işyerinden ayrılmasına rağmen yeni alt işveren yanında aynı şekilde çalışmayı sürdürmeleri halinde, alt işverenler arasında İş Kanununun 6 ncı maddesi anlamında bir işyeri devrinin kabulü gerekir. Bu durumda yeni alt işverenin, devam eden hizmet akitlerini de devraldığı aynı maddede hükme bağlanmıştır. Somut olayda, mahkemece, acentenin ayrı bir işverenlik olması sebebiyle davalı S.. Y..’ın alt işveren olmayıp asıl işveren olarak değerlendirilmesi gerekeceği, bu durumda işyeri ve iş sözleşmesinin devri hükümlerinin uygulanmasının gerekli olduğu, önceki işveren Yurtiçi Kargonun işyeri devir tarihi dikkate alındığında , fazla çalışma alacağından sorumlu olmadığı, yıllık ücretli izin alacağından son işveren S.. Y..’ın sorumlu olması nedeniyle Yurtiçi Kargo hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Davacı işyerinde kurye olarak çalışmıştır. Her ne kadar mahkeme S.. Y..’ın acente olup bağımsız işveren olması nedeniyle diğer davalı Yurtiçi Kargo’nun davada herhangi bir sorumluluğunun olmadığına karar vermişse de, davalılar arasındaki ilişki acentelik görünümü altında, yapılan işin Yurtiçi Kargo’nun asıl işi olması nedeniyle asıl-alt işveren ilişkisi olduğu ve bu nedenle de dava konusu alacaklardan Yurtiçi Kargonun da asıl işveren olarak sorumlu tutulması gerekirken, davanın bu davalı açısından reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.