Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13108 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17883 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :İş Mahkemesi Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre , davalı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın 2 nolu bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2 -Davacı, davalı işyerinde 2001 yılında kadroya geçmeden önceki dönem mevsimlik işçi olarak çalıştığı hizmetlerinin kıdemine sayılmadığını, 2011-2013 yıllarını kapsayacak 3. Dönem TİS’in geçici 4. maddesi gereği önceki işyerlerinde geçen çalışmaların da davalı işyerinde geçmiş gibi kabul edileceğine dair düzenleme gereği derece ve kademelerinin tespitini talep etmiştir. Davalı ... İdaresi, davacıya söz konusu hakların 2011-2013 yıllarını kapsayan TİS ile tanındığını, bu nedenle taleplerin geçmişe yönelik olarak talebinin yerinde olmadığını, derece ve kademe tespitinde hata olmadığını, gerekli ödemelerin TİS’lere göre zaten yapıldığını; davalı ... husumet itirazı ile zamanaşımı savunmasında bulunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının 02.02.2001 tarihi öncesi ge??ici işçilik dönemindeki çalışmaları gözetilerek bu çalışmaları nedeniyle ilave edilmesi gereken derece ve kademelerin ilavesi ile “davacının 01/03/2010 tarihi itibari ile 8. derece 24 kademeye ulaşacağı ve bu derece ve kademeden emekli olması gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir. Davada husumetin kime yöneltileceği ihtilaflıdır. 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'nun 1.maddesinde, “(1)..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür. (2) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır. (3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. (4) İstanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılmıştır. (5) Birinci, ikinci ve dördüncü fıkrada sayılan illerdeki il özel idarelerinin tüzel kişiliği kaldırılmıştır. (6) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illerin bucakları ve bucak teşkilatları kaldırılmıştır.” 3./2.maddesinde, “(2) Mevzuatla il özel idarelerine yapılan atıflar bu Kanun kapsamında tüzel kişiliği kaldırılan il özel idareleri için ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşları ile bunların taşra teşkilatına, Hazineye, valiliklere, büyükşehir belediyelerine ve bağlı kuruluşlarına veya ilçe belediyelerine yapılmış sayılır. Tüzel kişiliği kaldırılan il özel idarelerine 22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve diğer mevzuatla verilmiş olan yetki, görev ve sorumluluklar ilgisine göre bu kurum ve kuruluşlar tarafından kullanılır ve yerine getirilir. Söz konusu il özel idarelerinin mahkemelerde süren davaları ile il özel idaresi olarak faaliyet gösterdikleri dönem ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda muhatap, devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluştur.” Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında, “ (1) Bu Kanundaki devir, tasfiye ve paylaştırma işlemlerini yürütmek üzere vali tarafından, bir vali yardımcısının başkanlığında, valinin uygun göreceği kurum ve kuruluş temsilcilerinin ve ilgili belediye başkanlarının katılımıyla devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonu kurulur. Bu komisyona yardımcı olmak üzere valinin görevlendirmesi ile alt komisyonlar da kurulabilir.; 5. fıkrasında ise, “Bu Kanun ile tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idarelerinin her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçları, komisyon kararıyla ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşları ile bunların taşra teşkilatına, valiliklere, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığına, büyükşehir belediyesine ve bağlı kuruluşuna veya ilçe belediyesine devredilmesine karar verilir. Devir işlemi, yapılacak ilk mahalli idareler genel seçimi tarihinde uygulamaya konulur.... devredilen taşınmazlar Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla kullanmakta olan kurumlara tahsis edilmiş sayılır. ... özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan ... bu Kanunun 1 inci maddesiyle tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idarelerine, belediyelere ve köy tüzel kişiliklerine tahsis edilmiş olanlar; kuruluş kanunlarıyla kendilerine verilen kamusal nitelikteki görevleri yerine getirmeleri amacıyla ve komisyon kararıyla; ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşlarına, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına, büyükşehir belediyelerine, büyükşehir belediyelerinin bağlı kuruluşlarına ve ilçe belediyelerine tahsis edilmiş sayılır.; 6. fıkrasında da “(6) Bu Kanuna göre tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idarelerinin personeli, komisyon kararıyla ilgisine göre yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, büyükşehir belediyesi, bağlı kuruluşu veya ilçe belediyesine devredilir.” hükümleri yer almaktadır. Görüldüğü üzere, 6360 sayılı Yasa'nın Geçici 1.maddesinde Büyükşehir Belediye sınırları içine alınarak tüzel kişiliğine son verilen köy ve belde belediyeleri açısından mahkemelerde süren davalarda husumetin katıldığı belediyeye; Geçici 2.maddesine göre nüfusu 2000 (ikibin)'in altında kaldığı için köye dönüştürülen belde belediyeleri bakımından il özel idarelerine yöneltileceğine ilişkin açık düzenleme bulunmakta iken, Yasanın 1. maddesinde sayılan ve tüzel kişiliği kaldırılarak lağvedilen il özel idareleri için bu şekilde tek bir sorumlu belirlenmemiş ve Yasanın Geçici 3/2.maddesinde söz konusu il özel idarelerinin mahkemelerde süren davaları ile il özel idaresi olarak faaliyet gösterdikleri dönem ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda muhatap, devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluş olarak tespit edilmiştir. Bu durumda kurulan Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu'nun aldığı devir kararlarına göre sorumluyu, davalarda hasmı belirlemek gerekecektir. Yukarıdaki yasa hükümleri çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; davacının ilk önce Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nde, daha sonra bu müdürlüğün 5286 sayılı Yasa ile lağvedilmesi üzerine devren İl Özel İdaresi'nde çalıştığı ve 6360 sayılı Yasa ile İl Özel İdaresi'nin tüzel kişiliğinin kaldırılmasından (30.03.2014 tarihinden) önce çalışmasının sona erdiği anlaşılmaktadır. 6360 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile ... tüzel kişiliği sona ermiş, aynı Yasa'nın Geçici 2.maddesine göre kurulun Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunca taşınır ve taşınmaz malları ile hak, alacak ve borçları ile personeli ilgisine göre aralarında ... de bulunduğu çeşitli kamu kurum ve kuruluşları arasında paylaştırılmıştır. Eldeki davada Büyükşehir Belediye Başkanlığı, davayı yargılama sırasında takip etmiş olup taraf olarak kabul edilmiştir. Bu durumda karar başlığında davalı olarak ... gösterilmesi gerekirken hatalı şekilde karar tarihinde tüzel kişiliği kalmayan “İl Özel İdaresinin” gösterilmesi hatalı olup bozma nedenidir. 3- Davada SGK’nın taraf olup olmadığı hususu tartışmalıdır. Kural olarak itibari hizmet süresinin tespitine ilişkin davalar sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgili olup, kişi iradesi belirleyici etkiye sahip değildir. İçerisinde bulunduğu yasal statünün belirlediği durum doğrudan dikkate alınır. Bu nedenle hakim, kendiliğinden araştırma yapma yetkisine sahiptir. Bu yetki kapsamında, gerektiğinde tanık ve diğer deliller yoluyla doğrudan gerçeği bulma yükümü bulunmaktadır. İşçilik haklarına ilişkin davalar ise, 4857 sayılı Yasadan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalar, kişi iradesine önemli rol verilip, taraf anlaşmalarına geçerlilik tanınan, alacak ve tazminat türünde olan davalardır. Taraflar bu tür haklarından her zaman vazgeçebilir. Bu nedenle hakim, kendiliğinden araştırma yapmaz. Tarafların bildirdiği deliller dışında delil toplanması da olanaklı değildir. Kaldı ki, Kurumun bu davalarda davalı sıfatı da bulunmamaktadır. Somut olayda, talep davacının davalı işyerinde uygulanan TİS ile kendisine verilen, geçici işçilikte geçen hizmet süresinin kıdem tazminatına esas süreye eklenmesi hakkından doğan derece kademe tespiti davasıdır. Bu davanın 5510 sayılı yasadan doğan sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgisi olmayıp SGK’nun bu davada taraf sıfatı yoktur. Bu nedenle SGK hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir. 4- Gerek İl Özel İdaresi gerekse ... muafiyet olmadığı halde harçtan sorumlu tutulmamış olması hatalı olup, harç kamu düzenine ilişkin olmakla resen dikkate alınacağından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ...'nın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na iadesine, 13/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.