Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13061 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19333 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK'nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2- Davacı vekili, davacının 1986 yılının 11. ayından 2007 yılının Haziran ayına kadar kesintisiz olarak davalıya ait işyerinde çalıştığını ancak sigortasının 1990 yılından itibaren yatırılmaya başlandığını, 2004 yılının 7. ayında emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmesine rağmen bu dönemden sonra sigortasının yatırılmadığını, emekli olduktan sonra kendisine cüzi bir miktar kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, işçilik alacaklarının ödenmemesi ve çalışma koşullarının zor ve ağır olması nedeniyle 24.07.2007 tarihinde işten haklı nedenle ayrıldığını öne sürerek bakiye kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, kendilerinin ilk olarak 2000 yılında Adana ilinde faaliyete geçmiş olduğunu, davacının çalışmasının sadece SGK kayıtlarında gözüktüğü kadar olduğunu, davacıya kendi isteğiyle ayrılmasına rağmen tüm tazminatlarının ödendiğini ve davacının ibraname verdiğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunun karşılaştırma 1 tablosu doğrultusunda davanın, kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında fesih konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Dosya içerisinde bulunan .. kayıtlarına göre davacı davalı işyerinde 01.05.1999- 2.7.2004 tarihleri arasında çalışmıştır. Ancak, taraf tanıklarının beyanlarından davacının 01.04.1991-01.05.1999 tarihleri arasındaki sigortalı çalışmasının da davalı işyerinde geçtiği ve davacının 2.7.2004 tarihinde emekli olduktan sonra da ara vermeden 24.07.2007 tarihine kadar çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, Mahkemece davacının 01.04.1991-24.07.2007 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, davacı emekli olduktan sonraki çalışmasını işçilik alacaklarının ödenmemesi ve çalışma koşullarının ağır olması nedeniyle bıraktığını iddia etmiş ise de; davalı tanıkları davacının kendi isteğiyle işi bıraktığını, işi bırakmasının davalı ile bir ilgisinin olmadığını, davacının kendi problemleri olduğu için işi bıraktığını, davacı tanığı .... davacının kendi isteğiyle işten ayrıldığını, davacı tanığı .. ise davacının ailevi problemleri olduğu için ayrıldığını beyan etmişlerdir. Taraf tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde ailevi nedenlerle işten ayrıldığı anlaşılan davacının emeklilik tarihinden sonraki çalışması bakımından kıdem tazminatına hak kazandığının kabulü hatalıdır. Mahkemece, davacının 01.04.1991 tarihinden emekli olduğu tarihe kadar hak kazandığı kıdem tazminatı hesaplattırılıp davacının da kabulünde olan 7.416,00 TL kıdem tazminatı ödemesi mahsup edildikten sonra bakiye kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.