Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1296 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15537 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi :Antalya 3. İş MahkemesiTarihi :10/06/2014Numarası :2013/103-2014/215 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı, davalı işyerinde 29/11/2005 tarihinden beri aralıksız çalıştığını, sürekli olarak kötü muameleye tabi tutulduğunu, işverenin sebebi olsun olmasın ağza alınmayacak derecede kötü sözler söyleyerek kendisini küçük düşürdüğünü, işverenin gerçek maaşı üzerinden bordro düzenleyip sigorta beyan etmeyerek hak kaybına neden olduğunu, maaşlarının düzenli olarak ödemediğini, aralıksız çalıştığı halde değişik işyerlerine giriş çıkış yapıldığını, en son işverenin kötü söz ve davranışları nedeni ile iş akdini feshederek işten ayrıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı, davacının 18/07/2012, 19/07/2012, 20/07/2012 tarihlerinde izinsiz işe gelmemesi nedeniyle hakkında tutanak tutulduğunu, 26/07/2012 tarihinde izinsiz işe gelmeme tutanaklarına istinaden ihtarname gönderildiğini, 06/08/2012 tarihi itibariyle çıkışı yapılarak iş akdi devamsızlık nedeniyle haklı olarak feshedildiğini, davacı işçi tarafından iş akdini haklı sebeple feshettiğine dair herhangi bir bildirimde bulunulmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdirildiğinin ispatının davalı işverene ait olduğu, davalı işverence bu hususun ispat olunamadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesinde iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmiş olduğunu açıklamış olup bu iddiaya göre ihbar tazminatı talep edemeyeceği gözetilmeden hatalı değerlendirme ile ihbar tazminatının hüküm altına alınması bozma nedenidir. 3- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda; olağan dışı fazla çalışma iddiasında bulunan işçi bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olup davacının dinlettiği tanıklar işyerinde kısa süre çalışan kişilerdir. Bu tanıkların çalışma dönemi dışındaki olağan dışı fazla çalışma iddialarının kanıtlandığından söz edilemez. Ayrıca dosyada mevcut ücret bordrolarında diğer kazanç başlığı altında bir kısım tahakkuklar yapıldığı ve bu ödemenin fazla çalışma karşılığı olduğu izlenimi edinilmektedir. Mahkemece tahakkuk yapılan bu ayların ödemelerinin varlığının tespiti halinde fazla çalışma ücret alacaklarının hesabında dışlanması gerekeceği ve yukarıda açıklandığı üzere tanıkların çalıştıkları dönem için fazla çalışma ücreti hesaplanabileceğinin gözden kaçırılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.