Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12873 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2805 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :İş MahkemesiTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2-Davacı; fazla çalışmalarının karşılığının ödenmesi, sigorta primlerinin gerçek aldığı ücret üzerinden yatırılması için davalı tarafa Osmaniye 3. Noterliğinin 05.06.2012 tarih 07266 yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, işbu ihtarnamede bahsetmiş olduğu yasal haklarının yerine getirilmemesi halinde hizmet sözleşmesini İş Kanununa dayalı olarak haklı olarak feshedeceğini de beyan ettiğini, sözleşmesini haklı nedenlerle feshetmesine rağmen kıdem tazminatının ödenmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili, fazla mesai ücretleri alacağını talep etmiştir. Davalı; davacının 27-28-29-30.06.2012 ve 02.03/07/2012 tarihlerinde işyerine gelmediği için tutanak tutulduğunu, Dörtyol 2. Noterliğinin 03.07.2012 tarih ve 6759 yevmiye nolu İhtarnamesi ile davacıdan işe gelmeme sebebinin bildirilmesinin istendiğini, ihtara cevap vermediğini ve 05.07.2012 tarihinde davacının iş akdine haklı sebeplerle son verildiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca takdiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.Somut olayda; davacı, davalı işyerinde çok yoğun tempoda çalışmasına rağmen fazla çalışma karşılığı ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise işyerinde işçilerin çalışmasına ilişkin puantaj kayıtlarının tutulduğunu, davacının da çalışma saatlerinin kendisi tarafından imzalanan puantaj kayıtlarıyla sabit olduğunu, fazla çalışma yapıldığı zamanlarda puantaj kayıtlarında belirlenen fazla çalışmaların ücretlerinin davacının banka hesabına ödendiğini savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosyada bulunan puantaj ve takoğraf kayıtlarında görünen fazla mesailerinden hangi kayıttaki davacının lehine ise o dikkate alınarak davacının fazla çalışmaları hesaplanmıştır. Olağandışı fazla çalışma iddiasında bulunan işçi bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olup, somut uyuşmazlıkta dosyaya sunulan takoğraf kayıtlarından 11.12.2010, 17.09.2010, 13.10.2009, 01.06.2009, 18.07.2010, 16.05.2009 tarihli olanlar hakkında bilirkişi tarafından hazırlanan inceleme raporuna yargılama sırasında davalı tarafça yanlış tesbit yapıldığı gerekçesi ile itiraz edilmiş ise de, yeniden inceleme yaptırılmadığı, önceki hatalı raporun hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda dikkate alındığı anlaşılmakla takoğraf kayıtlarının yeniden incelenmesi için uzman bir bilirkişiye kayıtların tevdi ile davalının itirazlarının değerlendirilmesi yönünden rapor alınarak fazla mesai alacağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken hatalı tesbit ile karar verilmesi bozma nedenidir. 3-HMK'nun 297/2. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda; davacı tarafça ihbar tazminatı talebinde bulunulmuş ve mahkemece gerekçede davacının ihbar tazminatına hak kazanmadığı belirtilmiş ise de bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 08/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.