Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12837 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18360 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 23.06.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı .. vekili Av... ile karşı taraftan davacı ... vekili Av... geldi. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü: 1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2.Davacı vekili, davacının 14.03.2006-16.06.2012 tarihleri arasında çalıştığını, ücretlerin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve ulusal bayram genel tatillerde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 47'nci maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2'nci maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır. Buna göre; genel tatil günleri, 1 Ocak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günleri ile Arife günü saat 13.00’da başlanan üçbuçuk günlük Ramazan Bayramı ve Arife günü saat 13.00’de başlayan dörtbuçuk günlük Kurban Bayramı günlerinden oluşur. Ulusal bayram günü 28 Ekim saat 13.00 ten itibaren başlayan 29 Ekim günü de devam eden birbuçuk gündür. 2429 sayılı Yasanın, 5892 sayılı Yasayla değişik 2 nci maddesi uyarınca da, 1 Mayıs genel tatil günüdür. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesiyle kararlaştırabilir. Fazla çalışma yaptığını ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve genel tatil alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma ve genel tatil alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda, ulusal bayram genel tatil ve fazla çalışma iddiasında bulunan davacı bunu kanıtlama yükümlülüğü altındadır. Davacı işyerinde normal mesai saatlerinin 08.00-18.00 saatleri arasında olduğunu, gece yola gidileceği zaman saat 14.30-15.00'de istirahate gidip, saat 22.00-23.00 gibi işyerine gelindiğini iddia etmiştir. Davacı tanıklarından Enver, davası olduğunu, 08:00-18:00 saatleri arası haftada 6 gün çalışıldığını, haftada 2-3 kere il dışına gidildiğini, tam çalışma saatlerini bilmediğini, Oktay, davası olduğunu, 08:00-18:00 saatleri arası çalıştıklarını saat 18:00'dan sonra ise il dışına çıktıklarını beyan etmiştir. Davalı tanıklarından .. mesai saatlerinin 08.00-16.30 -17.00 arasında olduğunu, .. ise gece 24:00'da yola çıkıp, sabah civcivi teslim ettiklerini, geldikten sonra da bir tam gün 24 saat dinlenildiğini beyan etmiştir. Bilirkişi davacının cumartesi dahil 08:00-17:00 arası 9 saat çalışmadan sonra haftanın 2 günü 3 saat ek olarak çalıştığını kabul ederek haftalık 7,5 saat fazla çalışma, ayda 2 hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil çalışma alacaklarını hesaplamış, mahkemece davacı tanık beyanını içeren 22.12.2014 tarihli ek bilirkişi raporunun "A" seçeneğindeki değerlendirme doğrultusunda kabul kararı vermiştir. Davacı tanıklarının davalıya karşı açılmış davaları dolayısı ile menfaat birliği bulunduğu gibi, tanık beyanlarının ifadeleri fazla çalışma alacağını kabule yeterli de değildir. Dosyada takograf kayıtları bulunduğundan davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının takograf kayıtları dikkate alınarak belirlenmesi gerekirken menfaat birliği içinde olduğu tanık beyanlarıyla sonuca gidilmesi hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 23/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.