Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12753 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17208 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi : İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2-Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istkirar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK). Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasa'nın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir.” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez. Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmakadır. Somut olayda, Mahkemece verilen ilk hüküm davacı tarafından temyiz edilmemiş, davalının temyizi üzerine iki ıslah dilekçesi verilemeyeceği 28/06/2012 tarihli ıslah dilekçesi değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiği yönünden bozulmuştur. Kararı davacının temyiz etmemesi nedeniyle orada hüküm altına alınan alacak miktarları yönünden davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşturmuştur. Bozma sonrası mahkemece ulusal bayram-genel tatil alacağı açısından ilk hükümdeki 198,53 TL miktar aşılarak 2.750,00 TL alacağa hükmedilmiştir. Davalının usulü kazanılmış hakkı bulunduğu ulusal bayram-genel tatil alacağının 198,53 TL olduğu dikkate alınmadan ilk hükümdeki miktar aşılarak ulusal bayram-genel tatil alacağına karar verilmesi, ayrıca davacı, dava ve ıslah dilekçesinde yasal faiz talep ettiğinden fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarına en yüksek banka mevduat faiz oranını aşmamak üzere yasal faiz yürütülmesi gerekirken talep aşılarak temerrüt tarihinden en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi ve hafta tatili alacağı yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.