Mahkemesi : Adana 3. İş MahkemesiTarihi : 07/03/2014Numarası : 2013/996-2014/163Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine 2-Davacı, davalı üniversitenin hizmet alımı yaptığı şirketler aracılığıyla üniversite hastanelerinde temizlik işçisi olarak çalıştığını ve Bölge Çalışma Müdürlüğünün yaptığı muvazaa tespiti nedeniyle kendisini yararlandırılmadığı TİS gereği ödenmesi gereken ilave tediye alacağının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının kurumun işçisi olmadığı için ilave tediye alacağına hak kazanmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, muvazaa tespitine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacının ilave tediye ücretine hak kazanıp kazanmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.İlave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun ile düzenlenmiştir. Kanunun 1 inci maddesinde, Devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca yararlanacak kişiler açıkça belirtilmiştir. Buna göre;İşveren kapsamı yönünden Devlete ve ona bağlı olmak üzere,1. Genel, katma ve özel bütçeli daireler,2. Sermayesi değişen kurumlar,3. Sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar,4. Belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar, 5. 3460 ve 3659 sayılı Kanun kapsamına giren, sermayesinin tamamı Devlete ait olan veya bu sermeye ile kurulan iktisadi Devlet kuruluşları,3460 sayılı Yasa bugün itibari ile yürürlükte olan bir yasa değildir. 3659 sayılı Yasa ise, banka ve Devlet kurumlarında çalışan memurların aylıkları ile ilgili düzenleme getirmiş ve halen yürürlüktedir. Bu Yasanın 1 inci maddesinde, kapsama dahil kurumlar daha ayrıntılı açıklanmıştır. Yukarda belirtilen kurumlarca, sermayesinin yarısından fazlasına iştirak suretiyle kurulan kuruluşlar ve bunların aynı nispette iştirakleriyle vücut bulan kurumlar, ticaret ve sanayi odaları ve borsalar veya satın alınıp belediyelere bağlanan müesseseler de Kanun kapsamına alınmıştır. Keza 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ekli cetvellerde sayılmıştır. Bu cetvellerde Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu idareleri, Özel Bütçeli İdareler, Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar ve Sosyal Güvenlik Kurumlarında çalışanların kanun kapsamında olduğunun kabulü gerekir. Sonuç itibari ile kapsam bakımından, Devlet tarafından yasa ve yasanın verdiği yetki ile idari işlemle kurulan ve kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan kamu tüzel kişilikleri ve bunlara bağlı kuruşlarda iş sözleşmesi ile çalışanlara uygulanacağı görülmektedir.Somut olayda, Davalının hizmet alım ihalesinin muvazaaya dayandığı yönündeki tespit nedeniyle taşeron işçisi olan davacının da ilave tediye alacağına hak kazandığı mahkemece kabul edilmiş ise de bu kabul hatalıdır. Şöyle ki; Bölge Çalışma Müdürlüğü (BÇM)“asıl işverenlikçe yapılan temizlik işleri sözleşmesine, malzemeli temizliğe ek olarak; hasta ve hastaya ait materyellarin taşınması, hastaların ve hasta yakınlarının yönlendirilmesi ve hasta evraklarının kayıt altına alınması hizmetleri, çamaşırhanedeki çamaşır yıkama, sıkma, kurutma, ütüleme vb. hizmetlerin de yapılacağı şeklinde kapsamının genişletildiği,” hususunu tespit edip bu kısmın muvazaalı olduğunu kabul etmiştir. Ancak, davacı, işyerine, temizlik elemanı olarak alınmış ve temizlik elemanı veya olarak görev yapmış olup başka bir işte çalıştırılmamıştır. BÇM tarafından, temizlik işçisi yönünden yapılmış bir muvazaa tespiti yoktur. Hal böyle olunca davacının davasının reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulü isabetsiz olup bozma nedenidir.O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.